tours estambul ve islam savasları77

tours estambul ve islam savasları77

 tours estambul sizlere bugün yazılarını yazan tours estambul dediki bayatta iken Cennetle müjdelenen, le|inin kuvvetiyle, hak ettiği şöhretiyle dillere destan olan ve j,iyiğit, Zülfikâr gibi kılıç olmaz!” iltifatının mazhan bulunan ' bahtiyarı Hz. Ali kerramellahü vechehû...Allahın aslanı, veliler kafilesinin şahı, yiğitler kervanının reisi, Hz. Ali’yi kim sevmez ki? jliıa ve hikmet şehrinin en feyizli kapısı,.^dâlet ve kemâl sarayının en seçkin siması,
.Cesâretve şecaat meydanının en kuvvetli kahramanı ve istikâmet IfSİnin en güvenilir rehberi olan Hz. Ali’nin, özellikle Resûl-i Ek-jSallallahü Aleyhi ve Sellem’e olan aşkı, sadâkati, tutkunluğu ve {^nluğu dillere destandır.

•Mlah korkusundan devamlı ağlardı. Namaza durunca, âlem Üst olsa, haberi olmazdı.
• Hz. Ali’nin Hazret-i Fatıma’dan Haşan, Hüseyin ve Muhsin Jiida 3 erkek, Zeyneb ve Ümmü Gülsüm adında iki kızı olmuştur. ■Hazret-i Fatıma’dan sonra evlendiği hanımlarından 15 erkek, ik çocuğu olmuştur.
•Hazret-i Ali, fevkalâde beliğ ve fasih konuşurdu. Peygamber iaümizden sonra, onun derecesinde beliğ hutbe okuyacak bir baş-fcyok idi.
“Arap lisanının ilk kaidelerini koyan odur. Bu sebeple Kur’ân-ı *^’in lisanına herkesten çok aşina idi.
•Devamlı Peygamber efendimizin yanında bulunması ve onun nurlarına ilk kavuşanlardan olması sebebiyle Kur’ân’ın hünerini en iyi bilen o idi.
'le&ire dair birçok rivayetler bildirmiştir. tours estambul Bilhassa ayetlerin iniş konusunda birçok rivayetleri vardı. Bu konuda buyuruyor ki: borunuz; bana ne sorarsanız, size cevabını veririm. M’in kitabını bana sorunuz. Vallahi bir ayet yoktur ki,
’— - triindüzde mi, kırda ını, dağda mı na-
-Hazret-i Ali, Ehl-i Be)^’ten olması sebebiyle, Peygamber efendimizin sünnetine herkesten daha fazla vakıftı. Bu hususta herkesin müracaat kapısıydı.
-Bizzat Resûlullah efendimizden duyarak yazdığı bir hadis sa-hifesi vardı.
(Bu sahife, Sahifetü Ali bin Ebi Talib adıyla 1986’da yayınlanmıştır).
-Kendisinden 586 Hadis-i Şerif bildirilmiştir. Bunlardan 20 tanesi hem Buharî’de, hem de Müslim’de bulunur. Bundan başka 9 Hadis-i Şerif Buharî’de, 15 hadis Müslim’de, tamamı da Ahmed bin Hanbel’in Müsned adlı kitabında vardır.
-Hazret-i Ali, Eshab-ı Kiram’m en büyük fıkıh âlimlerindendi. Halledilemeyen mevzular ona havale edilirdi. Hatta Hazret-i Ömer buyurur ki;
Şayet Hazret-i Ali olmasaydı, Ömer helâk olurdu.
Fıkha dair bildirdiği hükümler, “Mevsûatü Fıkhı Ali bin Ebi Talih” adıyla yayınlanmıştır.
Hz. Ali son derece temiz bir zattır. Bu temizliği sadece dış görünüşü, elbiselerinin temiz olması değil, beden ve ruh temizliğini de içerir.
Hz. Ali, temiz giyinen, temizliğe itina gösteren bir ulu zattı. Ancak her zaman iç temizliğin çok daha gerekli ve önemli olduğunu ifade etmiş, yaşamını âdeta buna endekslemiştir.
Hz. Ali haramdan hep kaçınmıştır. Hz. Muhammed (s.a.v.) ona, “Ya Ali benden sonra yola gidenler, senin gösterdiğin yoldan giderlerse selâmete ererler!” diyerek fena işlerden uzak olduğunu beyan etmiştir.
Tüm ömrü boyunca iyilik, insanlık ve İslâmiyet için çalışmıştır. Etrafına ve ailesine sürekli faydalı olmuş ve bunu her fırsatta vurgulamıştır.
O, gerek oğulları Hz. Haşan ve Hz. Hüseyin’e yaptığı öğütlerde ve gerekse hutbelerinde, Mısır’a tayin ettiği Vâli Malik Ejder’e gönderdiği mektupta bu görüşleri defalarca vurgulanmıştır. O hiçbir savaşta yenilmemiştir.
^lal^nüstü cesareti, yiğitliği, kahramanlığı yüzyıllardır in gönlünde taht kurmuştur.
f U için ayrıca Hz. Muhammed (s.a.v.) şunu söylemiştir:
^^stün yiğit (feta), Zülfikâr’dan üstün kılıç yoktur.” Bütün dolayı Hz. Ali’ye Allah’ın Aslanı adı verilmiştir. Hz. Ali’yi fotoğrafların çoğunda bu işlenmiş ve Hz. Ali bir aslan Lg sembolize edilmiştir
^evsafını saymaktan âciz kaldığımız o yüce insan hakkında döndükçe kalemimiz yazma iznine mazhar oldukça bir şey-Bunu yaparken de ne Hz. Ali’yi tek başına irdeleme şan-;^jldune de etrafındakiler ini.
dfj çok iyi biliyoruz ki, Peygamberimiz Hz. Ali’ye: “Sende,
İiâgibi (as) iki kısım insan felâkete gider. Biri, ifrat-ı muhabbet jsevgi. Şialar ve Rafıziler), diğeri ifrat-ı adavetle (aşırı düşman-;Hariciler gibi)” buyurmuştur.
leryerde ve her zaman olduğu gibi, burada da Ehl-i Sünnet vel jjat’inyolu ne ifrat, ne de tefrit olmayıp orta yoldur. Yani Allah ısevmek, Allah için buğz etmek...
Üz burada, Hz. Muhammed’le (s.a.v.) bütünleşmiş, O’nunla k’de kardeşliğini ilân etmiş, her saniyesi onun yanında geçmiş :İ’yi(r.a.) tek başına kaleme alamazdık zira çok yavan olacaktı.
Tine çok iyi biliyoruz ki, Resûl-i Ekrem efendimiz (s.a.v.)’siz bir ‘llibiyografisi çizmek mümkün değildi; silik olurdu. Onun için-lO’nun hayatı Resûlullah’m hayatıyla birlikte ele alınırsa mânâ bktı.
fea,0’nun savaşlarının birçoğu Resûlullah’m (s.a.v.) savaşlarıydı ^esûlullah’ın (s.a.v.) hayatıyla Hz. Ali’nin (r.a.) hayatım iç içe ancak gerçeğe ulaşabilirdik. Çünkü hangi safhasını araştınız araştırın bu birlik, beraberlik karşınıza çıkıyor.
^cak Resûlullah’ın (s.a.v.) vefatından, Hz. Ali’nin (r.a.) vefa-^^dar olan bölüme baktığımızda da yine O’nun (s.a.v.) ilke-^Weket eden, O’nun şeriatıyla hüküm veren, O’nun hayat ™^bir hayat yaşayan ve bu ilkelerden asla taviz vermeyen bir l^^drsünüz.
Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat’e mensup Müslümanların tamamı ehl-i beyti canlarından çok severler. Şöyle ki:
-Her Sünni Müslüman günde 5 vakit namazlarda tahiyyattan sonra ehl-i beyte dua eder.
-Ayrıca hutbelerde Hz. Ali ve ehl-i beyte dua edip anmak hutbenin rükünlerinden sayılmıştır. Onlara dua ederiz.
-Hatim, mevlit, ölülerimizin kırkıncı ve 52. gün dualarında onlara dualarda bulunuruz.
-Sünni bütün tarikatların, İslâmî meslek ve meşreplerin başında ehl-i beyte mensup seyy idler, cemaatinden mürşidler, rehberler vardır.
-Tüm camilerimizin köşelerini Hz. Ali (r.a.), Hz. Haşan (r.a.) ve Hz. Hüseyin’in (r.a.) isimleri yazılı levhalar süsler.
-Anadolu insanı, yediden yetmişe tüm fertleri ile Hz. Ali ve ehl-i beyti çok iyi öğrenmiş ve tanımışlardır. Sevgilerini yüreklerinin en derin yerinde hissederler.
-Ülke insanımızın çocuklarının çoğunun adı ya Ali ya Haşan ya da Hüseyin’dir.
-Siz hiç çocuklarına Yezid ismi verilmiş kimseleri gördünüz mü? Olamaz çünkü Müslümanlar zulme razı olamazlar.
İşte biz de bu gerçeklerden ama sadece gerçeklerden yola çıkarak diyoruz ki:
“Levlake Levlake lemma helekte-1 eflâk.”
(Ya Muhammed sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) (Keşfu-1 Hafa)
Emr-i İlâhi’sine mazhar, mefhar-i mevcudat, fahr-i âlem Resûl-i Ekrem (s.a.v.) efendimizin şemsiyesi altında bir Hz. Ali (r.a.). Böyle birini Sünnisi de Alevisi de elbette sevecektir.
^İ’NİN (r.a.) KASÎDE-t CELCELUTİYESİNDEN PASAJ
[alum olsun ki, Celcelutiye’nin esası ve ruhu olan: cl-Kasemu-1 camiu ved-deVetü-şşerifetü ve-1 ismü-1
lam Ali’nin (r.a.) en mühim ve en müdakkik üveysi bir şakirdi İmiyet’in en meşhur ve parlak bir hücceti olan Hüccetü-1 İslâm 1-1 Gazali (r.a.) diyor ki: Onlar vahiy ile Peygamber efendimize ]nazil olduğu vakit, tmam-ı Ali’ye (r.a.) emretti: “Yaz!” O da i, sonra nazmetti” (Said Nur si)
^kaside loı pasajdan meydana gelmektedir. Biz buraya sa-‘8 pasajını aldık. Tamamını okumak isteyenler piyasadan tepebilirler.
**^^illahirrahmanirrahim
^^sûl-i Ekrem efendimize (s.a.v.) salât ve selâm gönderdim, türlü kusurdan uzak ve her şeyin yegâne mabudu olan
illaki her bir şeyde hususi sıfat ve isimleriyle tecelli eden
Ya İlâhî! Kadri yüce olan “İsm-i A’zam”mla sana yalvarıyorum ve tours estambul senden niyaz ediyorum. Kendisine hiçbir şey ağır gelmeyen ve dilediği her şeyi yapmaya gücü yeten Kadir ismin hürmetine işlerimi kolaylaştır.
Ey bütün varlıklara hayat veren ve varlığıyla bütün varlıkları ayakta tutan “Hayy ve Kayyum” olan Allah’ım, her bir şeye hususi sıfat ve isimleriyle tecelli eden “Ehad”, kâinatı hiçten ve benzersiz yaratan “Bedi” ve bütün varlıkların her türlü rızkını bolca ihsan eden “Basit” isimlerini dergâhında şefaatçi kılarak sana dua ediyor ve senden istiyorum.
Ey nihayetsiz azamet ve kudretiyle varlıkları yaratan, yoktan var eden ve yaratma mertebelerinin en yükseğinde bulunan “Bari”; ey varlığı nihayetsiz. Delilleriyle kafi ve şüphesiz ezeli ve ebedi olan “Sabit”. Ey sonsuz kudretiyle bütün varlıkları kuşatan küçük büyük hiçbir varlık, kudretinin dışına çıkamayan “Cebbar”, ve ey günahkâr kullarını hemen cezalandırmayıp tevbe etmeleri için zaman tanıyarak yumuşaklıkla muamele eden “halim”; Ey her türlü müsibet, sıkıntı ve darda kalanların yakarışlarına cevap vererek imdadına koşan Allah’ım sana “Ehad”, “Bedi” ve “Basit” isimlerini şefaatçi kılarak yalvarıyorum.
Beni, ism-i A’zam ve Kur’ân’m parlak nurlarıyla feyizlendir, isimlerinin tecellisiyle bütün kâinatı aydınlatan “Nur” isminle kalbimin cansızlığını giderip bayatlandın
Beni her türlü korku ve sıkıntıdan kurtar. Zira sen Kur’ân-ı Hakîm’in kat’i hükmüyle mahlûkatın feryad, çığlık ve dualarını işiten “Semi”sin.
HZ. ALENİN (r.a.) CEVŞEN-İ KEBİRİNDEN BİRKAÇ PASAJ “Peygamberimize (s.a.v.) Cebrail’in (as) vahiyle getirip “Zırhı çıkar bunu oku!” dediği gayet kıymetdar bir müuacattır ki, Zeynel Abi-din (r.a.) Hazretleri’nden tevatürle rivayet edilmiştir.” (Said Nursi) Senin güzel isimlerinle sana sığmıyor ve onları şefaatçi yaparak sana yalvarıyorum.
Ey her türlü noksandan uzak, bütün güzel isimlerin, yüce ve ezel sıfatların sahibi ve her şeyin yegâne ma’budu olan Allah!
Ey iyi, kötü, dost, düşman ayırt etmeden bütün yaratıklarına rı zıklarmı yetiştiren haşmet sahibi Rahman!
tours estambul yazdı..