excursíones en estambul ve allah bilgilerim93
en güzel allah bilgilri yazan excursíones en estambul diyorki —Salih kullara, gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyen, beşerin hatırına gelmeyen nimet hazırlanmıştır. İsterseniz okuyun Allahü Teâlâ’-nın şu sözünü:—Artık (dünyada) işledikleri salih amellere mükâfat olarak kendileri için, göz aydınlığından ne hazırlanıp saklandığını kim.se bilmez (425).Mu.sa (aleyhisselâm)’ın, Hızır (aleyhisselâm)'a; “Sana öğretilen ilimden bana öğretmek şartiyle sana uyayım mı?” (426) âyct-ı kerimede ifade edilen sözü ve Peygamber (a/ey/j/sse7ân7)’m,(Allahım) Senin güzel Lsim-lerinden bildiğimiz ve bilmediğim hakkı için senden dilerim.” (427) ve “Her isim ki, onu sen kendine isim kıldın. O’nun bilinmesine has kıldın. Veyahut ilmi gâibden kıldığın her isim hakkı için senden isterim.” (428) sözü de buna delildir.
Allahü Teâlâ buyuruyor:
“...Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz ve her ilim sahibinin üstünde bir ilim vardır” (429).
Zeyd b. Sabit ve başkası diyor ki: (Her ilim sahibinin üstünde ilim vardır). Tâ ki ilim Allah’a son buluncaya dek. Bu açık .seçik bir husustur.
(424)İmam Bcyhakt’nîn lahriç eniğini /mam Suyûıt (r.b.) Meımhil Shf. 73’de lahriç cırnijlir.
(425)Secde Sûresi, âyel: 17.
(426)ICehf Sûresi, âyet; 66.
Çünkü Allahü Tcâlâ’nın bildiklerinin ihata edilmesi mümkün değildj , lah’m (celle ccIâlühu) ilminin sonu da yoktur. Bu, Peygamber aleyhi ve scilem)'in, Allah'ı birlemekte, dinde, Allahü Teâlâ'nınsırta, dinî işleri bilmesindeki, kalbinde kesin olarak bilmesi gereken hususla’;
BÖLÜM
RESÛLULLAH IN ŞEYTANIN EZA, CEFA VE VESVEStSİSDh
KORUNMASI
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şeytandan korundufuveıp. tanın zâhirî ve batını her türlü eza, cefa, igva ve vesvesesinden kore?? hususunda Allah'ın O’na kâfi olduğuna dair icma-ı ümmet vâkıolns-.
Kadı Ebu AH (rahimehullah) rivayet ederek şöyle demiştir
Ebu ’I-Fadl b. Hayrun, Ebu Bckr el-Berkanî. Ebu l-Hasan ed-Dveb<: i İsmail es-Sağğar, Abbas cs-Serkufî. Muhaınmcd h. Yusuf. Sûfyın.Ski sur. Salim b. Ebu 'l-Ca'd, Mesruk, Abdullah b Mes'ud (radıyaMuidı'i' rivayet edilmiştir. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuni)(r '
— Sizden hiçbiriniz yoktur ki, cinden ve melekten yakını kenfe» muhafız kılınma.sın.
Ashab;
—Sana da mı ey Allah’ın Resulü? (sallallahu aleyhi ve sellem} ieik Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem):
—Evet bana da. Fakat Allah, bana yardım etli de 0, Muslûnuıl
Mansur’dan rivayet eden bazıları Peygamber (alcyhisselâm)'m. “O bana ancak hayrı söyler’* buyurduğunu ziyade kılmıştır.
Bu mânâya gelen bir hadîs de Hz. Â/şe'den rivayet edilmiştir Peygamber (aleyhissdâm)'\n:
“Ben ondan kurtuldum” (431) buyurduğu da rivayet edilir. Bilginlerden bir kısmı, bu rivayeti .sahih görerek bunu terciheimışknlı “O, Müslüman oldu. Yani küfür halinden İslâm'a intikal eltidta cak melek gibi hayır söyler oldu” buyurduğu da riv.ayet edilir Bu hadîs zâhiridir. Bir kısım bilginler:
“O (eslim oldu” diye rivayet etmişlerdir.
(430) İmam Müslim. .Siihıh .SO Kıluhu Sıriiiı'l Mun.ılıkin. 16 B;ıt»u TahrısıVSc>u»Bı^ Serayahu l-Fılnelihl'n-NuM' de 6.S (2818) No.tu mcım Ibn Mcs 'uJ tr a l ılan iıhnç cimııiıt (4.11) 430'da söylenilen
PEYGAMBERLERİN KÜFRETMEKTEN MASUM
Kandı Ebu’l-FadI ivaz (rahimehullah) diyor ki;
Âdem oğlunun her birine musallat olan şeytanı ve yakının hUkmU böyle olursa Peygamber (alcyhissclânı)'dan uzak olan. O’na yaklaşmaya ve 0‘-nunla konuşmaya gücü yetmeyen şeytanların halı nice olur?
Şeytanların, Peygamber (sallallalnı aleyhi vcscllcın)’c namazın içinde ve dışında birçok yerde, nurunu söndümıck. kendisini helak etmek ve içme meşgale koymak için taarruzda bulundukları ve fakat teşebbüslerinde mu vaffak olmayarak me’yus olup gen döndükleri hususunu bildiren haberler varıd olmuştur. Nitekim şeytanın bin Peygamber (alcyhissclâm)'a namazda taarruz etti de. Peygamber O’nu yakalayıp bir yere tıkadı.
Buhar! ve Müslim'de varid olmuştur. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor;
—Şeytan bana kedi suretindi göründü. Namazımı bozdurmak için hana hücum elli. Allah bana fırsat >e kuvvet vererek, onu boğazından sıkıp (bir kenara) attım. Sabahleyin ona bakmanız için, onu mescidin bir dir^ine bağlamak istedim, fakat kardeşim Süleyman’ın (aleyhisselâm) “...Ey Kabbim! Beni bağışla. Bana öyle bir mülk ver ki, benden sonra hiç kimsede olma.sın...” sözünü hatırladım. Allah onu zelil ve hakir olarak benden uzaklaştırdı.
Ebu'd-Derda rivayet ediyor. Peygamber (aleyhisselâm) buyuruyor ki
—Gerçekten Allah’ın düşmam olan İblis, yüzüme koyup yakması için, bana ateşten alev İle geldi. — Peygamber (aleyhisselâm) namazda iken— Ben ondan Allah’a sığınıp, lânet ettim. Sonra onu tutup, yakalayarak bir direğe bağlamayı ve sabaha kadar öyle bağlı kalıp Medine halkının çocukları, onunla oynamasını istedim (432).
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'\ Miraç gecesinde İfnt ismindeki şeytarun ateş alevi ile aramasını vc Cebrail (aleyhisselâm)'m Peygamber (aley-bisselâm)’a ondan nâsm ne ile sığınacağını öğretmesini bildiren hadîs-i şerif de Ebu'd-Derda (nıdıyallahu anh)'nm hadîiîi (433) gibidir. Bu hadîs Muvatta'da zikredilmiştir.
Vakta ki Şeytan. Peygamber (aleyhisselâm) "ın bizzat kendisine dokunup zarar veremeyince. Peygamber (aleyhisselâm)'m düşmanlarının tavassutuna başvurdu. Tıpkı, Kureyş kâfirleriyle Peygamber (sallallahu aleyhi ve sel-lem)'\ öldürmeleri için onlarla müşaverede bulunması (434) vc Nccidli bir ihliyann suretinde onlara gcirünmesi gibi (435). Peygamber (a/ey7ı/sse/âm)’ın
(02)8 Kıuıhti's-SaUlı. 75 Babu'1-E.slr cvı'l Garinıı Yurbalu n'l-Mcsodı'dc Ehu Hürryre (r t l'ıUn uhnçcirm>tır.//HA/n Mü-v/ım, Sahih 5. KilAbıi'l'Mcsacıd vc Mcvafi’s-SafItı, 8. Babu Ccva/ı LA'ni*|. Şcyiını Ti Esnal's-Sallıi, ve't-TcavvU^İ minhil'dc 39 (541) de Ehu Hüreyre (r * l'dan lahric ctmı^ıir.
(03)imam Mtulım, 5. Kllabu'l-Mcsacld: 8 llabu Ceva/i Lfl'ni’j-Şrylaııi fı Hsııai'y-Saltlı'de 40 (542) No.lu mcını hbu'd-Uerda (r..ı.)'dan (ahriç clnıtuir.
düşmanlarını vasıta kılmaya çalışmıştır. Başka bir defasında ise, Bedir vaşmın vuku bulduğu gün Surake h. Mâlik'in suretine girmiştir.
Allah şöyle beyan buyurmuştur (436):
—O zaman (Bedir savaşı için) Şeytan, onların yaptıklarını allaymp^ layıp şöyle demişti: “Bugün, insanlardan size galib gelecek hiçbir $e yoktur. Ben de size muhakkak yardımcıyım.’’ Fakat iki ordulu^ karşıya görününce, arkasını dönüp kaçarak şöyle dedi: “Ben, sizden ke2 olarak uzağım. Ben sizin göremeyeceğiniz şeyleri (melekleri) görûjoı^ ben gerçekten Allah’tan korkanm. Allah’ın azabı çok şiddetlidir"(4^
Başka bir defasında da. insan suretine girmişti. Akabe biatındaoldu^ bi ki. Peygamber (aleyhisselâm) insanları korkutmak için onun dunıım*'^ onlara bildirmiştir. Allahü Tcâlâ bütün bunlardan Peygamber (a)ey/ıısse(j,j'^ korumuştur. Peygamber, Allah’ın muhafazası altında olduğu için, ona hiçbir zarar verememiştir. ’ '
Peygamber (aleyhisselâm) buyuruyor:
—İsa (aleyhisselâm) şeytanın dokunmasından korundu. İsa^aJç)İ5. selâm) doğduğu zaman arkasına eli ile vurup dokunmak içinşe)ian^ nına geldiği zaman O’nun dokunmasından Isa (aleyhisselâm) konmdı Şeytan, İsa (aleyhisselâm)'ı sarılmış bulunduğu beze elini dokundurfı (438).
Yine Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), hastalığında (komada ika, kendisine ilaç içirildi. (Komadan çıkınca şöyle buyurdu):
—Evde kimse yok mu?
Kendisine şöyle denildi:
—Zatü’l-cenb olmanızdan korktuk. Bunun üzerine Peygamber(aJoij selâm) şöyle buyurdu:
—O, bana ilaç içirmeniz şeytandandır. Allah onu bana hiçbirtamıı musallat etmemiştir (439).
(434)İmam Bcyhakt'nm AbJurrahman b. Hubeyş fr.a.3‘dan lahriç cltif;mi Imtm Smüıi. Mok Shf 75 dc kaydelmıjlir.
(435)Ibn Ishak vc t'âtıc/ı'nin tahriç en ıgıni İmam Ibn Kan Siyrc'siııin C. 2, Shf. 226-231 ıfclıdt mi} vc metnin tamamını vermiştir. Bakıla.
(4.36) İmâm Ibn İshak Siyre’sınde “...Haddesem Yezid b Kuman an Urvc b. ZuhcyrtınbJh etmiştir." Siyrctu Ibn Kesir, C.2, Shf. 386
(437) bnfâl Sûresi, ûyel: 48.
(4.38) İmam Buhari, Sahih Kıtabu Bed'i'l-Halk, Babu Sıfatı İblis vcCunudıhı'deEh«Hurrırt(r*4< Şifa Müellifinin kitabına aldığı metni tahriç ettiği gibi ayrıca 60 Kılabii'l-Enbıya. 48 Babı rri-Kılabu Meryem" de Ebu Hureyre (r.a.3'dan. İmam Müslim, Sahih 43 Kıtabu'l-FaJııl.# Fadaıle Isa (a s.) da 146 (2366) No. ile yine Ebu Hûreyrt İr.a.) lahriç eımışlerdıı.
(439)/manı Bu/ıan'. Sahih. Kıtabiri-Mcgazı, 83. "Babu Man'n Nchı.vyı (salUllahuılt)h'<4* ve Vefa(ühü"da//z Âışc (r.a.)'dan İmam Müslim, Sahih 39. Kiıabü's-Selim 27 BabuKentK Tedavi bi'l-Ludûd'da 85 (2213) No.lu hadisi Hz. Âife (r.a./dan tahriç cimıştır.
“Eftcr şeytandan bir engel, seni, cmrolıındııgıın şeyi yapmaktan çevirecek olursa, hemen Allah’a .sığın. Çünkü O, (.söylenenleri) hakkıyle işitendir. Kalblerindekini bilendir” (440), mealindeki âyetin mânâsı
"Cahillerden yüz çevir” buyurduktan sonra. "Eğer şeytan seni engellerse, yani; şeytan senin öfkeni hafiriclip onlardan yuz çevirmene sevk ederse, Allah’a sığın.
Bazı bilginler ise, "Nezğ” kelimesinin burada fesad anlamına olduğunu söylerler.
Allahü Teâlâ (Yusuf (aJcyhisselam)'öan hikâyeten) şöyle buyurur;
"...Çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını ifsad ettikten sonra (bozduktan sonra), sizi çölden (bana) getirdi..
Bazı bilginler bu âyetteki ‘'Nezğ” kelimesinin mânâsının “kandırmak" olduğunu ileri sürdüler. Buna göre âyetin mânâsı şöyle olur; “Eğer seni tahrik edip aldatırsa”. “Nezğ” vesvesenin en az olanıdır. Bunun için. Allahü Teâlâ. Peygamber (aJeyhisselâm)'a. düşmanına öfkelendiği, veyahut bu hususta şcy'tanm kendisini kandırmak istediği ve Allah’ın peygamberlere vesvese verme.si için kendisine hiçbir yol bırakmadığı, şeytanın en az vesvesesinden Allah’a sığınmasını emretti. Böylece Allah. Peygamberin her hususuna kâfi olup, Peygamberin sığınması, korunmasının tamam olmasına sc-beb olur. Zira şeytan Peygamber (aleyhisselâm)'a taarruz etmekten fazla bir şey yapamaz. Peygambere musallat olabilmesi için şeytana hiçbir kuvvet verilmemiştir. Bu âyet-i kerimeye bundan başka mânâ verildiği de rivayet edilir. Şeytanın Peygamber (aleyhisselâm) ’a melek suretinde görünmesi mümkün değildir.
Şeytanın, Peygamber (aleyhisselâm)’m herhangi bir işini karıştırması, ne peygamberlik göreviyle görevlenmezden önce ve nc de sonra sahih ve caiz olur. Hiçbir vakit bu husus şeytan için mümkün değildir. Şeytanın R?ygambcr (âleyhisselâm)'a melek suretinde görünemeyeceğinc dair delil ise. Peygamber (aleyhisselâm)’ın mucizesidir. Hatta peygamberlerden hiçbiri, gelenin Allah’ın elçisi olan melek (Cebrail) olduğuna şüphe etmez. Bunu ya Allah’ın kendisine verdiği ilimle lereddüdsüz bilirdi. Veyahut da Allah’ın sözünün doğru olduğunu ve hükmünün adaletli olduğunu tamamlamak için nez-dinde zahir olan delil ile bilirdi. Allah’ın iradesini değiştirecek hiçbir kuv-veı yoktur.
(440) A’rar Sûresi, âyci; 200. (441) A'rüT Sûresi, âyci: l*N (442) Vusul Sûresi, âyet: 100.
Alluhü Teâlâ’nın, ‘‘(Hy Resûlüm), biz senden evvel hiçbir peygamber ^ondiTmedik ki, O bir >ey Icmenni ellili zaman, şeytan onun armuu şüpheler karıştırnıa.sın. (Ancak Allah peygamberleri vahiy suretiyle b. rur.) Bunun ıı/erine Allah, şeytanın bıraktığı şüphe ve fitneyi giderir. Sonra da Allah, âyetlerini tesbit eder, kuvvetleştirir. Allah herp;yjbilir, hikmet sahibidir." (443) meûlindeki âyet-i edilenin mânâsı nedir?
Cevap:
Bilginlerin bu âyet-i kerimenin mânâsı hakkında birçok göruşlen vardır Bu görüşlerden anlaşılması kuluy olanı, zor olanı, guç olanı, kuvvetliola-nı, zayıf' olanı vardır. Ayet i kerimenin mânâsı hakkında öne sûrûlenlena en iyi ve evlâsı müfessirlerin çoğunluğunun sözüdür ki, onlar ‘‘Temenni’-nin âyet-i kerimede ‘‘Tilavei” mânâsına olduğunu söylerler. Şeytanın ona okumasına şüpheler koyması ise, O’nu yaramaz duygularla, dünya ıjlenn hatırlamasiylc meşgul etmesidir. Tâ ki ona okuduğunu unuttunır veyıte okumasında halaya düşürür. Veya da işitenlerin anlamasına tahnfıen. kâj tevilden. Allah'ın gidereceği ve kaldıracağı, hatasını açığa vuracağıhijlı bir şey sokar. Bundan sonraki bolümde bu âyet-i kerımûlen tafsilatlıolani bahsedilecektir. İnşallah doyurucu olur.
İmam Ebu ’l-Lcys ca-Semerkandî, Süleyman (aJeyhisselâmym mûlloine jcj-tanın musallat olup, O’na galebe çaldığını söyleyen kimsenin sözünü jı: detle reddedip böyle bir şeyin vukuunun doğru olmadığım söylüyor. BızbiB-dan sonra inşallah Süleyman (aJeyhısselâm)’ın kıssasını zikr^cceğu, leyman (aleyhisselânı)'ın tahtına konan cesedin (tevil ederek) kusurluolı-rak doğan çocuğudur; diyen kimsenin sözünü de açıklayacağız.
Ebu Muhammed el-Mekki, Eyyüp (aJeyhisselim)’ın kıssasındakihuses beyan eden;
"Kulumuz Eyyub’u da hatırla. Hani O, Kabbine şöyle nida etmi^:
"— fjerçeklcn şeytan beni zorluk ve eleme ugraltr’ (44-1)
mailindeki âyet-i kerimedeki Eyyub (aleyhissdâm)’\n sözü hakkındascyk der; Şeytanın bizzat Eyyüb (alcyhisselâm)’ıı zarar verdiğini ve bedeniKb talik verdiğinden dolayı elem verdiğini âyet-i kerimeyi tevil ederek »ile mek, hiçbir kimseye caiz değildir. Çünkü böyle hususlar, ancak Allıhi peygamberlerini imtihan edip, derecelerini yükseltmesi için, Allah’ıncB ve yaratması ile olur. Mekki, şeytanın verdiği şey, ailesine verdiğivesıts* den ibaret olduğunun rivayet edildiğini söyler.
(443)Hau Sûresi, âycı. .S2.
(444)S.ıd Sıiifsı, âyci 41,