Sayfalar
excursiones en estambul ve islam bilgileri34
excursiones en estambul ve islam bilgileri34 sizlere yine en güzel bilgileri yazan excursiones en estambul elinden geni yaptı ve excursiones en estambul diyorki a.Kuveyt'te i. Zekât toplanttsnnda alınan tavsiye kararlan uç değerlendirmesi:1.Şirket, bir hükmî şahsiyet (tüzel kişi) olarak mallarının zekâtını hesğp edip ödemişse, hisse sahiplerinin ayrıca zekât ödemeleri gerekmez. [Bu madde, nin; şirketlerde nisabın, şirketin tek bir şahıs olarak ele alınarak hesaplanacağı yönünde ortaya çıkan İmam Şâfif nin görüşüne dayandırıldığı görülür. göre şirketler bu konuda bir hükmî şahsiyet olarak hareket ederler].
2.Şirket, şirket mallarının zekâtını ödememişse bu durumda her hisse sa hibi kendi hissesine düşen zekâtı aşağıdaki şekillerde öder: a- Hisse sahibi, hi$. se senedini sadece ticaretini yapmak için almışsa onun zekâtı, farz oluş tarihin deki piyasa değeri üzerinden %2,5 nisbetinde ödenir, b- Hisse, kâr payından (gelirinden) faydalanmak için edinilmişse; toplantıya katılanlann çoğunluğuna göre; Bundan elde ettiği gelir ile kişinin diğer malları birlikte hesap edilirler; Nisap tutar ve bir yıl geçme şartı da gerçekleşince zekât %2,5 olarak ödenir Bu görüşte hisse senedi; borsada alıp satmak için değil o sadece kâr payı içir alınmışsa onun kendisi değil getirisi zekât konusu olmaktadır ki doğrusu da bü olmalıdır.
- Burada sanayi kesimini ziraî kesime kıyas eden bcizılarına göre ise 01; (b) şıkkında, gelir elde edilir edilmez onun (safî gelir olduğu için) %10'u ze'.ıaı olarak verilir. Ben de şahsen bu kıyası hiç isabetli bulmadığımı ve onun bir tuta: tarafı olmadığını burada belirtmeliyim.
b.1988'de Cidde'de Fıkıh Kurulunca tertiplenen uluslar arası toplantıda alınan kararlar:
1.Hisselerinin zekâtını vermek sahiplerine düşer. Ancak ilgili ülke hukukun da şirketler zekâtı hesaplayıp vermekle yükümlü tutulmuş veya şirketin tuzuj. zekâtın şirketçe ödenmesini öngörmüşse yahut hisse sahibi hisselerinin zekâtın hesap edip ödeme yetkisini şirket yönetimine bırakmışsa şirket, hisse sahiplerin temsilen zekâtı öder.
2.Zekât şirketçe ödenecekse zekâtı hesaplamada ortaklara ait mallarınbü tünü tek bir şahsın malı gibi düşünülür; Burada zekât belirlenirken zekâta tâb mallann çeşidi, nisabı, alınacak miktar v.s bakımından şirket hükmî şahsiyeü
rekâta tâbi gerçek şahısta olduğu gibi tek bir şahıs olarak ele alınır. Bu işlemler nisap hesaplamasında ortaklıları tek bir şahıs gibi gören fıkhî görüşe (İmam ^'d/if’nin görüşüne) göre yürütülür.
- Burada kamu hâzinesi, hayır vakıfları, hayır kurumlan ve gayri müslimle-a> ait hisseler gibi kendilerine zekât düşmeyen hisselerin paylan zekât tespitinde hariç tutulurlar.
3. Herhangi bir sebeple Şirket zekâtı hesap edip çıkarmadığında, ortaklar kendi hisselerinin zekâtını ayrı ayrı hesap edip verirler [ki bu, Hanefi görüşü çerçevesinde hesaplanır) ;
a- Bu üçüncü şıkta hissedar kendi hissesine düşecek zekât miktarını şirketinden öğrenemezse; eğer o, şirkete, senet alım-satım ticareti için değil de yıllık kâr payından faydalanmak için ortak olmuşsa bu takdirde o, zekâtını gelir getiren mallarda olduğu gibi verir: Bu durumda zekât, sahip olunan hissenin değeri üzerinden değil onun geliri üzerinden ödenir. Bu da yıl sonu itibariyle elde kalan miktar üzerinden, nisabı tuttuğunda, 1/40 nisbetinde olur.
b-Eğer bir kişi, alıp satarak ticaret yapmak için hisse senedi edinmişse o bu hisselerinin zekâtını, ticaret malları gibi, o sıradaki piyasa fiyatını esas alarak %2,5 üzerinden öder . Ayrıca dağıtılan kâr payı varsa artı olarak onun da zekâtını bu şekilde %2,5’dan öder; [Burada nisap tespitinde tüm ticarî mallar ve para varlığı birlikte ele alınırlar].
c-Hissedar sene içinde hisselerini satmışsa bunların bedelini diğer mallanna katar ve senesi dolduğunda onlarla birlikte zekâtını öder. Alıcı ise bu hisselerinin zekâtını yukarda belirtilen esaslar çerçevesinde öder^^^.
c. Sonuç ve değerlendirme:
1952 ve sonraki çeşitli tarihlerde yapılan toplantılarda gittikçe çoğunluğun kararı olarak ortaya çıkıp belirginlik kazanan görüşler özetle ifade edilirse şöy-ledir;
1. Borsalarda kazanç sağlama amacıyla alınıp satılarak ticareti yapılan hisse senetleri, türleri ne olursa olsun, (nisaba eriştiklerinde), zekât ödeme ayı itibariyle piyasa değerleri üzerinden %2,5 nispetinde zekâta tâbi olurlar.
279 Bu Cidde kararlan için bak. Mecrna u’l-Fıkhl’l-lslâmı, karar sayısı 3, s. 61, (Suudî Arabistan, 1406-1409 h/1985-1988 m; ayrıca bak. Kararlar ve Tausuıeler (tere. Bilal Aybakan-Heısan Hacak), s. 65 (İstanbul 1416 h/1995 m)
2. Ticaret maksadıyla olmayıp sa<l
ve bu maksatla elde bulundunılanlaı ın kendiU-ri ise zekât dışı kalırlar, bu gelirler nisap hesaplamasında diıjer jrjru.ı ve para hükmündeki varlıi,j^^ ticarî mallar ile birlikte ele cilınırlar. Bütün hepsi sene sonu ve diğer bir ifabey] zekât malî yılı başlangıcı itibariyle ekle bulunan mevcutlar üzerinden tâbi olurlar.
3.Bütün bu süreler içinde; Hisse senetlerinin zekâta tâbi olmayacağı dağıtılan kâr paylan zekâtının da sınâî ve ticarî .şirket türüne göre farklılık gö^ tereceği yönünde gittikçe azınlığa düşen bu tür görüşler de ortaya çıkmıştır, kümede yer alan bazıları -diğer şartlar da gerçekleştiğinde- kâr paylarının %2 j zekâta tabi olacağını ve diğer bazıları da, sınaî şirket hisse senetlerinin kendilg, zekâttan muaf olmakla birlikte onlara isabet eden kâr paylarının safî olduğundi 1/10, gayri safî olduğunda da 1/20 nispetinde zekâta tâbi olacağını savunmuş lardır. Bunlar sanayi üretimlerini ziraî üretimlere kıyas yapmışlardır ki bu kıy^ ve yaklaşımın gittikçe taraftar kaybettiği görülmektedir.
C- GÜNÜMÜZDE ORTAKLARA AİT ZEKATI ŞİRKETLERE ÖDETTİREN ÜLKELER
Suudi Arabistan’da zekâtı şirketlerin ödemesi yükümlülüğü getirilmş 393 sayılı zekât kararnamesi Şirketlere, ödemeleri gerekli zekâtı belirlemek üz re düzenli muhasebe defterleri tutma mecburiyeti getirmiştir. Burada Suudî o’ vatandaşlar ile Suudî olmayanlar birbirinden ayrılmakta Suudî vatandaşı fert şirketlerden zekât alınırken diğer konumdakilerden gelir vergisi tahsil edilmek din Hicrî 1350 senesi 8 Ramazan 8799 sayılı kararla Suudî zekât mükellefleriı ödemeleri gerekli zekâtlarının yarısı (%l,25)’i, onların uygun gördükleri kişi verilmesine imkân tanımıştır.
1986 tarihli Sudan Zekât Kanunu (md. 12) şirketleri zekât bakımınt hükmî (tüzel) şahıs olarak kabul etmiştir. Kuveyt’te de şirketler zekât müke haline getirilmişlerdir.
Gerek İslam ülkelerindeki faizsiz sermaye (fınans) kuruluşları ve İs Bankaları kurucu ortakları, kendilerine düşen zekât borçlarını çıkardıktan
ZEKÂTA TÂBİ MALLAR V.' CHJNC:i .1. İl MUİ lAL MESELELERİ
ra geriye kalan kısmı aralarında kâr olarak dağılmaktadırlar^®®. Ülkemizde de sadece kurucu ortaklar için bir süre bu yola gidilip daha sonra çeşitli sebeplerle bundan vazgeçildiği söylenir. Kurucu ortaklar bu kendi zekâtlarını, paylarına düşenden değil de genelden çıkarıp veriyorlarsa burada elbet bir usulsüzlük söz konusu olur.
Kurucu ortakların dışında bu kuruluşlara kâr payı için para yatıranizıra gelince onların zekatı da yukardaki kararlar doğrultusunda kurumca ödenebilir. Ancak yıllık olmayan vâdelerin burada bir zorluk çıkaracağı ortadadır. Suudî Arabistan’da, şirketlerde, tahakkuk eden zekâtlarından ortaklara da belli ölçüde, bizzat kendilerince veya gösterdikleri yerlere zekât verilmesine imkân tanınmasını şahsen takdirle karşıladığımı belirtmeliyim; Çünkü insanlan, hayır kurumlan da olsa, sadece kurumlarla ilişki içine sokmak toplumda istenen sıcak ilişki ve o kaynaşmaları sağlayamaz. Bunun yanı sıra daima bire bir şahsî ilişkilere ihtiyaç vardır. Manevî ilişki boyutuyla buna hem verenin ve hem de alanın ihtiyacı olur. İnsanları kendileri yerine sadece kurumlarla ilişki içine sokmak çok resmiyetçilik olur.
a.İslâm, ekilip biçilmeyen arazinin, onu çahştınp değerlendirecek bir müs-lümana bedelsiz (iare) olarak kullandırılmasını teşvik eder. Tarla bu şeldlde kul-lamijyorsa öşrü tarla sahibi değil, ekip biçen verir.
b.Ortakçılık sıfatıyla ziraat yapanların her birinin mahsulden hissesi ayrı ayrı nisap miktarını bulunca hepsi de öşür verirler. Hissesi bu miktara ulaşmayan ortak öşür vermez. Ancak Şâfiîler zekât bakımından ortaklığı tek bir şahıs gibi kabul ettiklerinden onlara göre nisap şirket olarak hesaplanacaktır^*h Biz Fıkıh Kurulunun, şirketler için genel tavır olarak Şafiî görüşüne yöneldiğini daha önceki konulardan biliyoruz.
280Adı geçen ülkelerdeki bu karar ve uygulamalar için bak. Mehmet Erkal, 99 Soruda Zekât, 119-12C
281bak. H, Karaman, Islamın Işığında Günün Meseleleri. 1, 202..excursiones en estambul sundu.. ve yarın evam edecegiz.