Sayfalar
excursiones en estambul ve islam bilgilerim777
excursiones en estambul ve islam bilgilerim777 sizlerre en güzel bilgileri yazan excursiones en estambuldiyorki değerlerine göre değil, kendi borsa değerleri ve ek olarak da onlara ödenen kâr paylan ile -eğer onlar harcanmamışsa- zekâta tabi olurlar. Kendi bahsinde de dile getirildiği gibi, bu işleyiş bir oyunun kuralları içinde senet alıp satma tarzı olmaktan çıkarıldığında aslında onların kendileri değil sadece, onlara düşecek olan yıllık kâr payları zekât konusu olur. Nitekim merkezi Cidde'de bulunan Fıkıh Kurulu; sadece kâr payı için elde bulundurulan senetlerin kendilerini değil bu getirilerini zekâta tâbi tutar.
Bu senetlerin, zekât nisbeti; sınaî veya ticarî şirketlere ait olmalarına bakılmaksızın %2,5’dir.
10.İbadet muhasebe defteri: Sadece zekat için değil, diğer ibadet mükellefiyetleri için de böyle bir defterin tutulması tavsiye olunur.
11.Tarım arazisini kiray;a verenler: Bu durumda öşrü kimin vereceği tartışmalıdır. Ebû Hanîfe'ye göre toprak esastır ve öşrü toprak sahibi öder. Diğer hanefî imamları Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed de dahil olmak üzere diğer mezheplerden olan büyük çoğunluk (cumhur) mahsulü esas alareık öşrü, arazı sahibi ve kiracı; her ikisinin payı ölçüsünde ikisine de ödettirirler; Bunda payı öşür nisabını tutmayan bir şey ödememektedir ki bu ikinci görüşün esas alınması isabetli olur.
12- Emlâk türü ya da yukarda sai;ılan diğer türden mal üretip satan ue\;a bunlan alıp satanlar: Bunlar ticaret malları zekâtına tâbi olurlar. Ticaret malla-n, yukarıdaki kira geliri konumunda olmayıp onlar toplam değerleri üzerinden zekâta tabi olurlar. Burada ortalama ve şahsî kanaatıma göre de rahat satılabilir bir piyasa fiatı esas alınmalıdır. Bir-iki misal verecek olursak; Mesken üretip satan bir inşaatçı, onları ticarî mal konumuna getirip satışa arzettiğinde, onların toplam değeri veya toplam sayısı üzerinden zekât öder. O, borçlarını ve bu inşa at için yapacağı harcamalar varsa onları da hesaptan düşer. Eğer onun bundaı sonra elinde mesela 100 dairesi kalırsa onun ödeyeceği zekât 2 tam ve bir d yanm daire yahut bunların değeri olur. Bir araç veya bir tezgâh üretip satan durumu da bundan farksızdır.
13. Bir ticaret malının yı/ içinde diğer bir ticaret malına ueya para^ja ya/ paranın ticaret malına dönüştürülmesi: Bu durumlarda zekât açısından hük» değişmez; Çünkü hepsi de aynı hüküm ve şartları
b.Bazı soru ve cevaplar:
Soru: 100 koyunu olan bir üretici ve 100 koyunu olan bir hayvan tüc (celep) ne miktarda hangi zekatları öderler? (koyunun tanesi 100 tl.)
Cevap: Hayvan üreticisi hayvanlar zekâtına tabidir. 40-120 arası | koyun verildiğine göre, üretici ya bir adet koyun ya da 100 tl. zekat verir. Tüccq ise ticaret mallan zekatına tabidir ki onun nisbeti %2,5’dir. Bu da 2,5 eder ki sonuçta o, 250 tl zekat öder.
Soru: Elinde 100 ton buğday olan üretici ile 100 ton buğday olan zahirg tüccarı hangi zekâtları öderler?
Cevap: Üretici/çiftçi sulama düzenine göre 1/10 veya 1/20 öder. Burada, yerinde açıklandığı üzere ilâç, gübre vs. masraflar yeni görüşler olarak, sulama düzeninde olduğu gibi nispete etki ettirilebilirler. Zahire tüccarı ise ticaret mallan zekatına tabi olur ki o, toplam değer üzerinden yıl sonu itibariyle elde kalan mal ve parasından zekât öder ki bunun da nisbeti %2,5’dir.
Soru: Kira geliri olan ile, mesken ya da araç-gereç, tezgâh vs. üretip satan kişi zekâtlarını nasıl öderler?
Cevap: İster mesken, dükkân türü emlâk olsun, ister araç, gemi ve tezgâh türü mallar olsun bunların kira gelirleri, yı/ sonu itibari\;le elde kalan miktar üzerinden ödenir. Zekât malî yılı gelmeden bu gelirler harcanmış veya bizzat bh üretim işine yatırılmışlarsa bunlardan zekât gerekmez. Ancak elde kalan bir miktar varsa, diğer mal/para varlığıyla birlikte de olsa, nisabı tuttuğunda o zekâta tabi olur. Nisbet %2,5’dir. Bir ticaret malının alınması veya günümüzdeki işleyim itibariyle -ki bu ilerde kendi bahsinde açıklanacaktır- bir hisse senedinin alınma sı bizzat üretim yatırımı değildir.
Soru: Tcişımacılık veya sanayi üretimi yapan; araçları, imalathanesi vm fabrikasının toplam değeri üzerinden mi yoksa sadece gelirleri ya da gelirleriyk birlikte üretip satışa arzettiği malları üzerinden mi zekât öder?
Cevap: Taşımacılıkta sadece gelir ve üretim işlerinde de para geliri ile artı olarak da üretilip satışa arzedilen ve böylece ticaret malı haline getirilen mallar üzerinden zekât ödenir. Burada araç, gemi ve imalathane/fabrikalann kendileri zekâta tabi olmazlar. Daha önce gördüğümüz kümes hayvanlan çift İlklerinde de durum kısmen buna benzer. Yumurtacılıkta bizzat hayvan varlığı zekâta tabi olmaz. Ancak besicilikte ticarete arzedilenler ticaret malı konumu na geçerler.
VI- TİCARÎ, SINAÎ, ZİRAÎ ORTAKLIK Ve KİRACILIKTA ZEKÂT Vc HİSSE SENETLERİNİN ZEKÂTI
A- TİCARÎ Ve SINAÎ ŞİRKETLERDE ZEKÂT
Giriş: 18. Asırdan sonra büyük bir hızla gelişen sanayi karşımıza makineleri çıkarmış, makineler de ağın ve hafifi ile makine sanayiini ve fabrikaları doğurmuştur. Çok eski zamanlardan beri insanların, ticaret için sermayelerini bir araya getirmelerinden doğan ticari şirketlerin y anında son iki asırda makine ve teçhizat almak, fabrika kurmak ve böylece daha büyük ölçüde üretim yapmak için sermayelerin bir araya geldiğine, sanayi şirketlerinin kurulduğuna şahit oluyoruz. Eskiden el, kol ve kafa gücüne dayanan zanaat ve üretimde alet, teçhizat ve benzerine yatırılan sermaye önemli bir yekûn tutmaz iken günümüzde sermayenin tamamı veya büyük bir kısmı makine, alet, bina ve teçhizattan ibaret olan yatırım, kuruluş, fabrika ve üretim vasıtaları ortaya çıkmıştır. Bu yeni durumlann meşruiyet ve şer’î (dinî) yükümlülükleri üzerine eğilen muzısır İslam alimleri bu arada şirketlerin ve bunlara ortak kimselerin elinde bulunan hisse senetlerinin zekatını da, araştırma konusu yapmışlardır.
Elinde ortaklık (hisse) senetleri bulunan hakiki şahıslar/fertlerden önce zekat mükellefiyeti açısından şirketlerin durumunu incelememiz gerekecektir. Zekat mükellefiyeti bakımından ticarî şirket ve sınaî şirket ne demektir? Bu iki nevi şirketin zekât mükellefiyetleri farklı mıdır? Sınaî şirketlerin büyük yekûn tutan sâbit sermayeleri zekattan muaf mıdır? Bu takdirde büyük rakamlarla ifade edilebilecek servetler zekat dışı kalmış olmaz mı? İşte bu sorulara cevap verilmesi gerekmektedir.
1- Zekât Mükellefiyeti Bakımından Şirketler/Kuruluşlar
Uygulama bakımından sâbit ve hareketli sermayenin nispetine göre şirket leri sınai ve ticarî kısımlarına ayırarak sermayesinin yarıdan fazlası bina, âle* edevat, araç, tezgâh ve makinelere yatırılmış olanlara Sınaî, sermayesinin a sâbit tesislere yatırılmış olup çoğu devri dâim (; döner) olan; mal ile nakit v arasında devamlı yer değiştiren şirketlere de Ticarî denilir. Buna göre sermay
İSlJıM’lN DAYANIŞMA - PAYLAŞMA MEDENİYETİ
sinin çoğu konaklama tesis ve taşıma vasıtalarına yatırılmış bulunan bir şirketi de sınaî içinde yer almış olacaktır. Çağımızda bu iki şirket türünü zekâtlandırma çerçevesinde farklı görüşler ortaya çıkmıştır ki şöyledir:
1-Ticarî şirketlerin sermayeleri büyük ölçüde devri dâim/hareketli (; çj. ner) olup alıp satma suretiyle kazanç sağladıklarına göre zekâta tabi olacakig rında şüphe yoktur. Bu şirketlerin zekâta tâbi olan mal varlıkları; devri dâin^ olan ticarî malları ile kcizançlarının toplamı olup ödenecek miktar %2.5’turi^j şirket olmayan kişiler de zekâtlarını bu esasa göre öderler. Şirketin bunları^ dışındaki bina, gerekli eşya, araç v.s mal varlıkları zekâta tâbi olmaz. Özetlı verdiğim bu yaklaşımın fıkhî bakımdan tartışılacak bir yönü yoktur. Bu, mey. cut fıkhî hükmü tesbitten ibarettir. Hiçbir şekil de kabul edemediğim fark], iddia ise şöySermayesinin çoğu her çeşit taşımacılık araçları, konaklama tesisi, imâlathane, fabrika; makine, tezgâh gibi sabit olan; Döner ve devri dâim ol mayıp üretim ve kazanca vasıta teşkil eden şeylere yatırılmış bulunan şirketlere gelince “bunların \;alnızca yı//ıfc kazançları zekata tabidir.” denildiği taktirde çok büyük rakamlara varan servetler zekat dışı bırakılacak, ticarî şirketlere haks İlk edilmiş ve fukaranın aleyhine bir uygulama ortaya çıkacaktır. On milyonia ticaret yapan bir şirkete, mesela iki milyon da kârini ekleyerek 12 milyonun %2.5’u üzerinden 300 bin lira zekat düşerken, on milyonluk bir vasıta, üreün tesisi vs. ile yılda iki milyon kazanan bir kimseye yalnızca kazancının yüzde i buçuğu olan 50 bin lira ödetmek makul ve meşru olmaz. Bu görüştekiler: heı üretilen malları, hem de kazanç veya kâr payları itibariyle onların hepsini ö^ı gibi zekâtlandırmaktadırlar. Şahsen hiçbir şekilde katılmadığım bu gerekçe yaklaşımlardan yola çıkan bazı muasır İslam âlimleri sınaî şirket ve kuruluşli eski uygulama içinde mülk veya kiralanmış areıziden elde edilen mahsul kiraya verilen zînetten elde edilen gelire benzetmiş ve buna göre üretim masr ve yıpranma bedeli çıkarıldıktan sonra elde edilen safî kazancın onda biri ve gayri safî kazancın yirmide biri zekat olarak ödenir^demişlerdir. Zamanla çoi nun bu görüşten çekildiği de bir vakıadır.
Katılamadığım bu yukarıdaki görüşün karşısında ise iki görüş daha var Bunlardan biri; a- Yalnız kârı ue kazancı %2,5 üzerinden zekata tabidir” Hem sabit sermaı^e hem de kazancı bu nisbette (%2,5) zekata tabidir’, görii dür. Bu ikinci görüş de hem fıkhî dayanağı bulunmadığı -çünkü sabit sermi..excursiones en estambul sundu ve yarında devam edecek.