Sayfalar
excursiones en estambul ve islam bilgilerim83
excursiones en estambul ve islam bilgilerim83 sizler icin en güzel bilgileri yazan excursiones en estambul elinden gelen gayreti gösteren excursiones en estambul dfiyorki “Zekâtı bu türlü ödemeniz hem size daha kolaı; gelecek ue bu, Medîneliler için de daha faı^dalı olacaktır”Vergi alımında mükellefe kolay geleni almak esas olmuştur -ki bu onun devlet vergisine veya zekâta tabi bir mal olarak elindeki kendi üretimi veya ticarî malıdır- ve bununla birlikte Devlet de kendine uygun düşen bir başka cins ile tahsilat yapabilmekte veya Devlet aldığını, piyasalarda diğer bir cinse yahut nakde de çevirebilmektedir.
Resû İÜ İlah'tan başlayarak ilk dönemlerden itibaren aynî (bizzat mal) olarak tahsil edilen gelirlerin ki bunlar arasında zekât da vardır, daha sonra satış yoluyla nakde ve beızen de başka bir cinse çevrildiğine ait kaynaklarda çokça bilgi bulmak mümkündür^™. Peı^gamber'in:
“Zekât 5 sınıf müstesna hiç bir varlıklıya helal değildir. Bunlar da; Allah yo-lunda savaşan gâziler, zekât memurları, borçlular ve mallarıyla zekâtı satın alanlar dır’’^^\
sözlerinde ki bu son sınıftan zekâtın para veya başka bir cinse çevrilebileceği hükmü çıkmaktadır. Biz Peygamberin Hayber'deki memurunun; İyi ile kötü cinsi fazlalıklı olarak mübadelesine karşı çıkarak ona; kötüyü paraya çevirip sonra onunla iyisini alma tölimatı verdiğini, de biliyoruz^^^.
Hz. Ömer (r.) baldan aldığı öşrü/zekâtı satıp parasını da Zekât hazînesine koymuştur^^^. Biz Ömer b. Abdülazîz devrinde Umman da hububat ve hurma zekâtının satılıp paraya çevrildiğini ve sonra bunun yoksullara, göçmen ve yolculara para olarak verildiğini de görürüz^’*’ ki devlet gelirleri için bu gibi misaller Abbasîlerde de görülür^^^. Zekât gelirleri, tahsilattan sonra paraya çevrilebili-yorsa burada mükellefe kolay gelince onu doğrudan para veya başka bir cinsle tahsil de mümkün olur.
a.Zekât, para değeri üzerinden hangi flattan ödenmeli: Burade da elbet dindeki kolaylık ve kolaylaştırma ilkesinden hareket edilerek mükel lefe rahatlık sağlayan yol temel alınmalıdır. Ben bundan
layljk olması için, değişik tür mallarm nis,rp vv nisp^'îieısv, eus.e .v ' '-hazırlanıp dağıtılması güzel olur. Bu. mallann jvua vi^Av.ı e a- an ecc"-yardımcı olaceıktır.
c. Zekâtta aynî tahsilata olatf ihti\>aç verlert: .'cnâ: üzerinden nakdî karşılık olarak tahsil çok Cs^.'ip ğc^nUel'. .'. .A 'ca.s a de aslen bir hanefî olarak zekâtta kıv’met v^vlenmesin; kabu. et ' ck c ' rum olarak baktığımda zekâtın aynî tahsilatına da ıt'.trvaç o.vVa.â;, a; teyim. Burada konuya bir mükellef ve bir de kunım açıse'da.-' ba^.' ,A,^ Mükellefe çoğu yerde elindeki üzerinden zekât cviemek koiav ğc.c:; durumda, tahsil edilen zekâtların eskiden de vapüdtğı ğib: p vasa.b^ . cins veya nakde çevrilmesi yoluna gidilebilir. Fğer ’.v.ukeHete doğr..:, veya kurumun istediği cins üzerinden Ckieme kolav gelıvot's^'i o eu;.. .. meli veya yapmalıdır; O, hayvan yerine otum, kend; ■'Aaha. . '.dek: e veya biraz aşağısında rahatlıkla satılabilir pivas<^ değen e.zet . 'den ıw. zekâtını ödeyebilir. Hububat ve ticarî eşya vs. do bovle olur Ku. a'v. zn baktığımızda teşkilatlanmış bir kurunum pek çok aiatuia ae.v; uvn
Bu konuda geniş bilgi, Cumhur ve dığı>ı goıuşleı ıçm \k-v; c' Ödemede Esas Alınacak Fiat " başlığına bak.
ZEKATA TABİ MALLAR Ve GÜNCEL 1LMUHAL MESELELERİ
olur. Yoksulu aslî ihtiyaçlarını temin edebileceği ölçüde bir iş ve bir üretim kazancına kavuşturmak için mesela köy kesiminde hayvan dağıtımı uygun düşer.
Bu çerçevede arıcılık için ona arı dağıtılabilir ve bunun için de aynî bir mal böylesi yine bir ayna yani arıya çevrilebilir. Ben yine bu çerçevede üretim araç-gereç, makine, tezgâh vs. şeylerin gerektiği ölçüde aynî tahsilatından yanayım. Bunlar insanların meslek ve kabiliyetlerine göre kurumca yoksullara dağıtılıp onlar aslî ihtiyaçları ölçüsünde bununla bir kazanca kavuşturulabilirler ki doğrusu da bu olmalı ve zekât sadece bir tüketim yardımı olarak düşünülmemelidir. Bu misalleri daha da çoğaltmak mümkündür. Yoksullar için “Zekât Tüketim Mallan Mağazaları ” zinciri oluşturulduğunda buralarda da pek çok şeyin aynî tahsilatına ihtiyaç olacaktır. Artık zekâtı teşkilatlı bir kurum olarak düşünme ve meseleleri buna göre ele alma zamanı geciktirilmemeli ve böylece onun tarihte kesintiye uğramış durumuna son verilmelidir.
V- ZEKATLA İLGİLİ ÇEŞİTLİ İLMUHALl HÜKÜMLER, BAZI SORU Ve CEVAPLAR
a.İlmihale ilişkin bazı hükümler:
1.Nimetle ilgili meseleler: İbadetler niyete ihtiyaç gösterdiği için zekât veren kişinin ona niyet etmesi gerekir. Verilenin zekât olduğunu söylemek gerekmez. Onun yerine; hediye, ikram, hibe ve bağış gibi ifadeler de söylenebilir. Bir kimse bir fakire para veya mal verse bu, fakirin elinde bulunduğu sürece veren kişi niyet edip onu zekatına sayabilir, harcamışsa veya harcamış olduğuna ilişkin kanaat yüksekse sayamaz.
2.Almamaiian alacakların zekatı: Bu alacakların zekâtı yoktur. Bu tür alacaklar alındıklarında yeni kazanılmış gibidirler; onlara ara kazançların hükmü uygulanır.
3.Fakirdeki alacağı zekâta saı^mak: Bu alacak zekata sayılmamalıdır; çün kü bu o gibi borçluları beklentiye sokup onları borcu ödemeğe yanaşmam gibi gayri ahlâkî bir davranışa yönlendirebilir. Ancak bu alacak aldığında zeki olarak ona iade edilebilir.
lourtivi UN L/MTrtJNI^Ivi/A -
4.Haram malda zekât: Böyle mal ve kazanylemn zekâh yoktur He>r£) helal birbirine karışmışsa, helalin miktarı bilinebiliyorsc», o kısmın zekatı ^ bilinemiyorsa hepsinin zekatı ödenir.
5.Zekâtı tahakkuk eden malın zayi olması: Bir mal irin zck.ıt tah^ı^j^ ettikten sonra o mal zayi olursa zekat borcu düşer. Fakat zayi olmeı değil dg onu harcamış olursa borç düşmez.
6.Küçükleri iletimler ue akıl hastalarının mallarında zekât: 1 lanefîler’e Yetimlerin, akıl hastası ve bunama durumundakilerin mallarından zekât ödg^ mez. Şafiî ve diğerlerine göre ise ödenir. Burada Haneliler bu kişilerin ibadetjç mükellef olmadıkları esasından hareket ederken diğerleri bu nokterda zekâtı kişiigj yerine onların mallarına yüklerler.
7.Vaktinden önce zekât ödeme: Gelecek senelerin zekatı o seneler gelmg, den peşinen ödenebilir. Bunun Resûlullah (s.a) zamanında da bir uygulaması olmuştur.
8.Ara artış ue kazançların zekâtı: Para, edtın-gümüş, ticarî mal ve hayvanlar esas itibariyle sene geçmesine tabi cinslerdir. Bunlardan para, altın-gümüs ve hayvanlardan -doğumla- yıl içinde kendilerinden meydana gelen artışlar ile ticarî malların kendi getirilerinin, sene geçmesi itibariyle asla tâbi oldukları yo-nünde mezhepler arasında genelde görüş birliği vardır. Hanefîler, bizzat kendi artış ve getirileri olmasa da aynı türden olup farklı yollarla kazanılmış ara kazançları da bu yönde asla tabi tutarken diğerleri burada genelde farklı düşünürler. Hanefîler'in:
“Başlangıçta zekat mükellefi olanın aynı türden ara kazançları üzerinden sene geçmesi gerekli değildir”,
şeklinde bir kaideyi daha geniş çalıştırdıkları görülür. Şâfiiler ve diğerleri ise, aralarında bazı küçük farklar olsa da, bizzat asılların kendi getiri ve kazancı olmayan ara kazançlar da ayrıca sene geçmesini gerekli görürler. Mesela Şâfiiler'de miras veya bağış yoluyla gelen bir mal, bir para asıl önceki malın kendi artışve getirisi olmadığı için onun sene geçmesine değil müstakillen kendi senesine tabi olur. Burada mal türleri ve ara kazancın kaynağı etken olduğundan ayrıntılar için ilgili baışlığa bakılmalıdır.
9- Hisse senetlerinin zekâtı: İlerde kendi başlığı içerisinde geniş açıklama sı geleceği gibi, günümüz borsa işleyişi içinde bu senetler, üzerlerindeki rakam..excursiones en estambul yazdı ve sundu..