excursiones en estambul ve islam bilgilerim52

 excursiones en estambul


excursiones en estambul ve islam bilgilerim52 sizlere en güzel yazıları yazan excursiones en estambul elinden gelen gayreti gösterdi ve excursiones en estambul dediki Devlet bu konuda halkı yönlendirirken, şahsi gr^rüşüm olarak sadece ortaklığa katıldıkları sermaye miktarı ile sınırlı olarak, ortaya cek kayıplarını da kendisi teminat altına almalıdır. Ancak bu kâr kaybım),, samamalıdır. İslâm fıkhına göre ortaklıklarda zararın, herkesin sermaye, payına göre bölüştürülmesi bir icma hükmüdür. Kârın boluşumünc geijf, ‘ karşı görüşler bir yana bu, -ki onları ileri ki bir bölümde ortaklık kor;-- ' göreceğiz- anlaşmaya göre olabilmektedir. Ancak ben burada, bir or s'.değil sadece üçüncü taraf olarak Devletin bu sermaye kaybını, şans s , - _ daki 3. taraf “muhalHre benzeterek ödemesinin fıkha da aykırı ol^rv. .. düşünüyorum. Spor oyunlarında yenilenin yenene bir bedelrjdeme =.5 - ,V bu bir kumar olarak fıkıhta reddedilirken yeneni üçüncü bir tara: c; .. recekse bu, haram görülmez ki o üçüncü kişiye muha//i/ hc'alJeş.’m Devlet bu servetlerin harekete geçirilmesiyle canlanacak olan ıkt.jc tan, büyük bir istihdam meydana getirmesi ötesinde, vergi vs ola ^ kâr edip buradan payını feızlasıyla almış olacağından o böylesi te:' kaçınmamalıdır.
Erkeklerin kadınları, yukarıda anlattığımız biçimde bıı ırevi bek. - . lanmamalan konusunda onlar ve kadınlar aydınlatılmalıdır. Erkek h ;r.7 -bu zînet eşyalarına, onların mülkiyeti açısından kendi serveti gözüyle bakaı buna göre bir tavır takınırsa bu fıkha uygun ciüşmez. Şu kadar var ki sonuç kadının varlığının da ailenin varlığı sayılması bundan ayrı bir durumdur
Kısmen zînet ihtiyacını giderme amacına yönelik olsa da büyük bir ke? ce daha çok ilerisi için bir güvence olarak düşünülen altın ve yine onadai zînetler ve diğerleri günümüzde güvence olmak bir tarafa artık, tam bir huri suzluk/tedirginlik sebebi olmuştur. Çünkü mahrem o meskenler de som gibi soygun ve hırsızlığın tehdidi altındadırlar ve bu, can güvenliği tehi^*
de beraberinde getirmiştir. Eskiden eşkıya geleneğinde kadından bir .şey gas-betme ve çalma erkekliğe sığmaz görülürken -ki aslında kime ycinelik olursa olsun bunların dinde ve imanda hiçbir şekilde yeri yoklur- günümüzde kadınla-nn bilekleri bile kesilerek zînetleri alınır olmuştur(’). Toplumun ruh sağlığını da bozan bu huzursuzluğa bir çare bulunması zaruret halini almıştır. Görünen o ki burada artık Devletin bir sorumluluğu ortaya çıkmakla ve onun devreye girmesi gerekmektedir. Ülkede neredeyse yabancı sermayeye ihtiyaç duyurmayacak bir değerde olan ve Kur’an’daki “kem: Sermaı^e yoprna düşüncesi olmadan sadece yığma” yasağına aykırı ve zînet ihtiyacının çok çok üstünde oluşan bu varlıklann, artık sahipleri adına koruma, yönetip işletme ihtiyacı vardır. Bu az önce belirtilen bir yolla olabilir. Yine bunun gibi, halk aydınlatılarak zînet varlığı Devlet nezdine, bir teminat ile emanet olarak da tevdi edilebilir ve onlardan kıyemî/kendi başına özgün sanat değeri veya hâtıra değeri atfedilenler dışındakiler, misli mal misali devletçe kullanılabilir. İsteyen istediği zaman aynısını veya para değerini talep edebilmelidir. Yahut özel teşebbüs misali devletle bir ortaklık oluşturulabilir vs. Ancak devletin iktisadî/ticarî hayattan çekilmesinin istendiği günümüz anlayışında onun ortak olması düşünülemez. Bunların nasıl olacağı ve nasıl değerlendirilebileceğini şüphesiz konunun uzmanları daha iyi bilirler. Bizim bildiğimiz bir şey varsa o da burada büyük bir kaynak ve büyük bir sorun olduğudur.
Sonuç; Sonuç olarak tekrarlarsak sözünü ettiğimiz şekilde bu varlıklar değerlendirildiğinde şu faydalar ortaya çıkar;
-Kur’an’daki kenz (yığma) ve israf yasağına aykırılık giderilmiş olur.
-Kadın kendi adına ve aile bizzat gelir elde eder.
-Eş ve çocuklara iş imkânı doğar ve aile ikinci gelire kavuşur.
-İktisadî hayatın canlanma ve gelişmesinden ülke ve devlet kazanır, istihdam artar.
-Dışarıya kredi bağımlılığı azalır veya kalkar ve bu, faiz yükünü de olumlu yönde etkiler.
Bölgede görevli ve hâdiseye şahit eski bir emniyet görevlisinden dinlediğime göre Erzincan-Erzu-rum hattında 1945’ler sonrasındaki bir zamanda yolcu taşıyan kağnı arabaları eşkıya tarafından soyulur. Onlar arabalardaki batılı yolcuları da soydukları halde yerli kadınların bilezik ve boyunlarında ortada görünen çok sayıda mücevherat olmasına rağmen onlara hiç dokunmazlar. Bu duruma yabancılar bir anlam veremez ve onlar bu şaşkınlıklarını Erzurum emniyetinde de dile getirirler. Emniyet müdürü kendilerine sözünü ettiğimiz eşkıya geleneğini anlatır.
ISLÂM'IN DAYANIŞMA - PAYLAŞMA MEDENİYETİ
D- ZEKÂTIN PARA DEĞERİ VEYA DİĞER BİR CİNSLE ÖDENMESİ, ÖDEMEDE ESAS ALINACAK FIAT Ve AYNİ TAHSİLATA OLAN İHTİYAÇ YERLERİ
Başta Ebû Hanîfe olmak üzere bir kısım fakıhler zekât ve vergide veya diğer bir cinsle ödemeyi kabul ederlerken bir kısmı da buna cevaz verr- [ ler^“ /mam Şâfiîbuna olumsuz bakanların başında gelir. Ona göre zekâta'J bir maldan alınan zekât o şekilde taksim edilip başkasıyla mübadele ediiç-1 ve paraya da çevrilemezi^ ki İmam MâJik’in de benzer görüşü vardır, A I bu mezhebin yine ünlü bir fakıhi olan Ibn Kâsim; zekâtın toplandığı ma.-i I satılıp, dağıtım yapılacak beldede onunla yeniden mal alınıp dağıtılma;.-yanadır ki^*^ bu da fazla bir esneklik kazandırmaz. Hanbelîlerden İbn Kudi j nakliyat külfeti, hastalık ve benzeri zorluklar sebebiyle zekât malı gelirin sa-leceğini yazari^. Bazı mezhep ve fakihlerin bu görüşlerine rağmen uygub.~;| daha çok Hane/i/er doğrultusunda yürüdüğü söylenebilir.
Devlet kesimindeki çeşitli vergilerin muhtelif devirlere ait gelir m veren kaynaklar burada genellikle dirhem ve dinar olarak nakdî yekaıyi;-ederler ki bu da o gelirlerin aynî değil nakdî tahsil edildiğini gösterir. E. ) beraber aynî tahsilatlara da rastlanır ki bilhassa Resûlüllah (s.a) döneli bunun çoğunlukta olduğu göze çarpar.
Hz. Petygamber döneminde zekâtın, kendi cinsi mal yerine 00a: başka bir mal cinsiyle tahsil edildiği de olmuştur ki bu o dönemde Ye vâlî-defterdar olan Mu'âz (r.)’in uygulamasında açıkça görülür. HicıîlC! olması gerekir ki Mu 'âz, pek çok kaynakta yer alan ve bazı fakıhlerce değer olarak diğer bir cins veya tamamen nakdî ödenebileceğinin dâiı: 1 kullanılan konuşmasında o, Yemenliler’den hububat yerine ona bedel yası istemiş ve şu gerekçeyi ileri sürmüştür;excursiones en estambul sundu yarın devam edecek.