excursiones en estambul ve islam bilgilerim34

 excursiones en estambul


excursiones en estambul ve islam bilgilerim34 sizlere en güzel yazıları yazan excursiones en estambul elinden gelen gayreti gösterdi ve excursiones en estambul diyorki Kuyumcularm durumu: Zinet eşyaları ticaretini yapan Kuyumculara gelince onlar elbette devlet eliyle toplanabilecek olan bir zekatla mükellef olurlar. Ancak ticaret için olan altın ve gümüş zînet eşyalarında nisabın hesaplanmasında onların ticari kıymetleri mi yoksa cevher olarak ağırlıkları mı ölçü alınacak noktasında bir görüş ayrılığı vardır. Mezhepler ticaret için olsun olmasın zekâta tabi olan altın ve gümüşte -ki burada illa zînet eşyası olarak düşünülmemelidir-temel ilke olarak kıymeti değil ağırlığı esas alırlar. Onlardan Hanbeltler ticaret için olduğunda burada ticarî kıymeti esas almışlar, Şâfiîler de kıymet ile ağırlık arasında fark olduğunda ancak kıymeti esas almışlardır^®^.e. Zinet ihtiyacı miktarın nisaptan düşülmesi: İhtiyacı çok aşan ölçüde zînet edinildiğinde zekât geriye doğru bunların tamamı üzerinden mi yoksa ihtiyaç miktarın ötesindekilerden mi ödenecektir? Burada Hanefiler adına cevap vermek kolaydır; Onlar elbet tamamından zekât alırlar ki aslında da zekât konusu olan bir mal nisabı doldurunca onun baştan itibaren tamamı zekâta tabi olur. Kardavî burada; Doğrusunu Allah bilir, genelde mezheplerce söylenenlerden anlaşılan zekâtın hepsi üzerinden ödeneceğidir, der^®^. Zînet açısından 20 miskallik bir miktar (: 85 gr altın) aslî ihtiyaç ve de israf sınırına varmayan bir ölçü olarak görülebilirse bu miktar zekâttan muaf tutulabilir ki bunun çoğunluğu oluşturan Hanefîler dışındaki mezheplere ters gelmeyeceği açıktır. Zînet ihtiyacı karşılığı olarak bu ilk dilimin zekâttan muaf tutulup burada zekât için ikinci bir nisap aranması da yine o çoğunluğa ters düşmez^®^.
Zînet varlığının ne kadarı aslî ihtiyaç sayılacaktır?. İsraf veya kenz (: yığma) nereden başlar?. İsrafa varma ölçüsü kişilerin mal varlığına Ve hatta top-iumların veya tüm ümmetin zenginlik düzeyine göre değişken olduğu için Din bu konuda belli bir ölçü Ve bir rakam ölçüsü vermemiştir. Ben şahsen, zînetlere aslî ihtiyaç olarak bakıldığında, sadece onlar için olmak üzere nisap miktarı olan 20 miskal (—85 gr.) altın veya bu miktar değerin nisapta hesap dışı tutulabileceğini düşünürüm. Bunun dışında mükellef olduktan sonra ilk nisap dilimi
262bak. V Zuhaylî, IJ, 767-768; Zînetlerde nisab konusunda ayrıca bak, el-Cezîri, 601-602
263Kardavî, I, 309
264Hepsi için bak. Tırmizî, Sünen, Zekât, 12; Şâfi 'î, el-Umm, II, 35; Mâlik, Muuatta', Zekât, 5; Ebû
Ubeyd. 443; Sahnûn, II, 5; Ebû Bekr İbnu’l-Arabî, v. 26/a; Aynî, IV, 380; Cezîrî, I, 601- 602; Ö. N. Bilmen, IV 112-113; Yûsuf el-Kardavî, I, 285-309; V. Zuhaylî, II, 764 vd.
İSLAM’IN DAYANIŞMA - PAYLAŞMA MEDENİYET
Zekât aslında nisbet olarak %2,5 gibi düşük düzeyde olduğu için bu kellefe zor gelmez Ve insanın, zekât mükellefi olmanın sevinciyle davraf^^, sı Dinî bakımdan elbet çok takdire şayan olacaktır. Bu açıdan varlıklı kişüç Hanefîlerin yolunu izleyerek o ilk dilim için de zekât vermeleri tavsiye edilir daha doğrusu bu mezhep açısından bu gereklidir Ve hem de ihtiyat bundaj Fakat tam nisapta veya yukarda verdiğimiz gibi ikinci dilime kadar olan se\>r lerde veya daha aşağılarda olan insanlar kendi ölçü Ve sınırlan içinde bur^ zorlandıklannda, bir hanefi olarak kanaatımca öteki mezheplerin yaklaşımı göre davranabilirler.
2Fitre Ve Kurban Mükellefi Olma Açısından Zinetler
Zînet varlığı para mesabesinde olduğu için o bu yönüyle, sadece değil fitre ve kurban mükellefi olup olmama açısından da bir değerlendi: konusu olacaktır Fitre'nin zekât gibi miktar olarak ne kadar düşük o!:, mâlumdur ve özellikle onun için ilk nisap miktarı ve hatta bunun da b altında bir miktar, mükellef olmak bakımından yeterli olur. Zinetin yuk; görülen zekât açısından tartışmalı durumu Fitreyi etkilemez. Kurban a qe ce burada esas külfet kendini onda gösterir. İlmuhal kitapları kurban içi-nisabı Fitre gibi düşük tutarlar. Oysa bu mükellefiyet fazla varlıklı olmayıp nisap sınırında dolaşanları zorlamaktadır. Başka imkânı olmayıp bahsep miz sınırdaki (85 gr. altın) zînet varlığıyla kurban mükellefi olmak, bize ç: sorulan fetvalardan anladığımıza göre bir zorluk oluşturmaktadır. Zîncrt. nisap dilimini aslî ihtiyaç görmekle bu zorluk aşılabileceği gibi Şâfiîlerin. Ai kurbanı kifaî mükellefiı^et görüp aile reisinin kesmesiyle tüm aile için kuı kesilmiş olacağı, yönündeki görüşlerine tutunmakla da aşılabilir. Elbet vaı ileri seviye insanlar Hanefilerin ibadette tek tek ferdî sorumluluğu öngv görüşlerine tutunmalıdırlar.
Düğünlerde sunulan bediideler kimindir: Mükellefiyeti belirleme açısı burada şu da önemlidir ki o da; düğünlerde hediye edilen ziynetlerin b;
olarak kime ait olduğudur. Bu, sonuçta her iki eş için ortak bir hediye olarak mı takdim edilmekte veya kadına uygun olanlar onun, erkeğe uygun olanlar da onun mu olur. Bu aydınlığa kavuşturulursa sahiplik ve de mükellefiyet durumları da aydınlığa kavuşmuş olur. (Hediyeler bölümüne bak.)
3-Zînetler/Altın Varlıklarının Geleceğe Yönelik Güvence Olma Açısından Değerlendirilmesi Ve Devlet Öncülüğünde Sermayeye Dönüştürülmeleri
Genellikle geri kalmış ülkelerde veya bir ülkenin geri kalmış bölgelerinde hanımlar; edindikleri ziynetlere, bir zînet olmanın ötesinde daha çok bir servet ve ileriye yönelik bir güvence olarak bakarlar ve hatta bu zînet eşyalarını daha başlangıçta böyle düşüncelerle sahiplenirler. Parayı kullanamama, hanımları ve aileleri, ömür boyu süren bir altın hamallığına ve bekçiliğine itmiş olmaktadır. Bir nevi altın hamalı veya bekçisi konumdaki kadınlar, biraz yaşlanınca onları çocuklarına veya torunlarına miras bırakma duygulanna sahip olurlar. Böyle düşüncelerle edinilmiş ve bu niyetlerle saklanan altın, gümüş ziynetleri, Hanefîler dışındaki mezheplere göre söylersek, zekattan muaf görmek nasıl mümkün olur? İhtiyacın ötesinde edinilen zînet tabii olarak bir servet yığmadır ve kullanılmayan servet de Kuranda kınanan o kenz konumundadır.
Burada şunu da belirtmeliyiz ki altın-gümüş zînetler ve günümüz için söylersek özellikle altın olanlar elbet bir diğer yönüyle de kişinin ve ailenin, hemen paraya çevrilebilir nemâlanabilen servetidirler.
Hanımlar, zînet ihtiyaçları ne kadarsa, malî durumlarını da göz önünde bulundurarak o miktar zînet edinmeli ve onları sık sık da takınmalıdırlar. Beğen-meyip bir kenara koydukları veya kırılıp da tamirini düşünmedikleri şey artık zînet olmaktan çıkıp bir servete dönüşmüş olur ki bazı fıkhî kayaklar bundan da bahsederler.
- ihtiyaç fazlası zînetfaltın varlığının devlet öncülüğünde sermayeye dönüştürülmesi: Kadınları, servet gözüyle bakılan ve ömür boyu süren bir nevi altın zîneti hamallığından ve aileleri de evdeki genel altın varlığı bekçiliğinden kurtarmak gerekir. Eğer mesela hanımlar, zînet ihtiyaçlarının ötesindeki fazla zînetleriyle bir iş çevirseler veya şirketlere ortak olsalar kendi adlarına geliı fennin etmenin ötesinde ayrıca bu yolla eş ve çocuklarına da iş sahaları açmı;excursiones en estambul sundu..