excursiones en estambul ile islam bilimleri

 excursiones en estambul


excursiones en estambul ile islam bilimleri sizlere güzel bilgieri  sunan excursiones en estambul diyorki ve gittikçe genişleyip çeşitlenen nice hayırlar, vakıflar, nice engin insaniy, güzellikler ortaya koyan halkalar oluştu, Kur'an âyetleri ve Peygamber in, lan var oldukça bu oluşum ve dalg.rlanmalar da kesintisiz sürüp gidecektir Müslim ve Tırmizî gibi kaynakk\ıxla mesela Edeb ve Zühd’den ayrı bir \ Dİuşturmuştur.
- Hayır, hayrat ve hasenâtm seyylatı gidermesi:Burada üzerinde durmamız gemken bir diğer husus da Kur’an’ın p lyetinde “hayr” kavramının mal anlamında kullanılmış olmasıdır^ İns îmet olarak malından faydalanmalı ve bununla birlikte onunla çok çe“Her bir topluluk ue ümmetin (farklı, farklı inanç ve medeniyet toj nnm), kendisine yön seçtiği bir istikameti/kıblesi vardır; Siz (ey mi hayırlarda yanşın’’^^.
ğrısıyla müslümanı ve onlardan oluşan toplumları, diğerlerinden n ve kıblede her türlü iyilik ve güzellik alanlannda yarışmaya yö ı, tek tek hayırları ve güzel şeyleri dile getirmenin de ötesinde benc niyet yön ve çizgisini ifade etmektedir. Elbet farklı farklı îman ve o îdeniyet toplulukları vardır. Bu yarışı sadece kişiler ve topluluklar; um ve kuruluşlar arası boyutta da anlamak gerekir. Anladığım ada, a- Güzel olanlara doğru birlikte koşma, b-Yarışta en öne ge la, olmak üzere iki unsur bulunmaktadır. Bu da karşılıklı bir ülfet r :aktır. Burada şunu demek isteriz ki; Güzele kim koşarsa veya; en güzel koşarsa, o en yüksek takdiri görmelidir. Yukarıdaki â trda yarışın’', denilirken her halde bize bunlar anlatılmak isteniyı
lılınii/ılt’ tkr aynı şekliyle âyetteki gibi "hayrât” olarak kullanılan bu kavramın am sıra Kur’an'da ihsan-hasene ile aynı kökten bir de “hosenât” tâbiri vardır vi hu da; lıayrat'ın, dilimizde ki özel anlamının ötesinde Arapça geniş anla-ıııiHİa olduğu gibi; içtenlikle Yüce Allah için yapılan her türlü iyi, güzel işleri,
Hi yöndeki tüm iyilikleri ve bu arada malî olanları da kapsayan bir kavram-lır, Dilimizde bazen bu ikisi hayır-hasenât olarak birlikte dile getirilirler. İlgili ivetleıv bakılırsa Hasenât. küçük günâh ve kabahatler anlamında ki “se\;\^iat"v. -»nlaıdan sommluluğu ortadan kaldırmakta ve hatta bir âyetten anlaşılan o ki <ışi hasenat ile. bu gibi günâhkârlık durumundan olumlu artı bir konuma da .ışınabilmektedir". Karşı tarafı sevindiren - tabii ki meşru ve helâl olmak şar-lyla - her şey hasenattır, sevgi, gönül alma, güzel sözlerle rahatlatma da buna lahildir. Allah'a her türüyle fazladan ibadetlerimiz de bir hasenat olabilirler. Hz Peygamber:
"Kim bir müslüman kardeşini önemli bir sıkıntısından kurtarıp onu rahatlattı feraha kavuşturursa Allah da ötede onu bir sıkıntısından feraha kavuşturur"’-
,erler Sıkıntılar çeşit çeşittir ve nice sevgiler, güzel sözler, güzel karşvlamal; .ardır ki onlar bunlardan nicesini rahatlatıp sevindirir. Galiba bazen çok küçt -eyle çok büyük işler görülüyor, çok büyük şeyler kazanılıyor. Birisi için ç iuçük bir şey kim bilir karşı taraf için ne büyük bir şeydir! Rahman da onu V utide o kadar büyütecektir.
- Adalet, blrr, murûet/mürüvvet ve işar:
Bu kavramların bir kısmından az önce de söz etmiştik. Hukuk. d< ılsun kişi olsun her ikisine de adâlet'i emreder. Adalet zekât gibi değild lerkese ve hem de eşit dağıtılır. Kur'an’daki "İhsan” emir ve tavsiyesini ince bazı yet ve alanlarda bunun muhatabı devletle kişiler arasında değiş» :lbet burada emrin ötesinde insanların yüksek ahlâk ve anlayışlarına h .'dilen şeyler ve yerler vardır. İhsan ve Birr bu ikisinin anlam muhtevalar a, İslâm tasavvuf ve ahlâk biliminde: en yüksek insanlık, yüksek ahlâk,' te yüksek kişilik anlamlarında kullanılan murüvvet/murûet kavramıyla c
yanlar da vardır'
Burada üzerinde durmamız gereken bir diğer infak hali de “isâr’VJı diğerinin ihtiyacını kişinin kendi ihtiyacından daha önde tutmasıdır. £ Medine'ye göç eden Muhacirler (r.a) ’e yaptıkları olağanüstü fedakârlıklar sek bir takdirle anlatıldığı âyette onlar hakkında şu ifadeler kullanılır;
“..Gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edif lere seugi besler ue onlara verilen (mallar) den ötürü içlerinde bir r ve ihtiyaç meyli duymazlar. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bil öz canlarına üstün tutarlar. Nefislerindeki cimrilik ve mala olan aşır korunanlar, işte kurtuluş ve rahata erenler onlardır”^'^.
)iğerini kendinden önde tutup canla-başla ona koşma burada “îsâr ile getirilmiş ve bu daha sonra tasavvuf ve diğer ahlakî eserlerde yüksı rdemliliği ifade eden bir kavram olarak işlenmiştir. Benzeri bir başka ne Medine'de yoksullara olduğu gibi daha ilk harplerde müslüman e ’sirler"e gösterdikleri davranışlar olmuştur. Burada da anlatım;
“-Kendi canlan çekmesine rağmen (veya Allah’a olan sevgilerim yemeği, yoksula, yetime ve esirlere yedirirler: - Biz sizi Allah rızası ruyoruz; sizden ne bir karşılık ve ne de bir teşekkür istemiyoruz”’^
dinde gelmiştir. Müslüman askerlerin daha ilk harplerde, aldıkları e; azık imkânları yok denecek kadar az olduğu halde kendilerini bira •leri doyurmaları İlahî bir tespit ve övgü olarak Kur’an’da böylı ıdan sonra İslam harp tarihi boyunca bunun ne ölçüde tezahüı em ve fakat son Osmanlı dönemi Çanakkale harbi için anlatılar Sedir askerlerinin söz konusu davranışlarından farklı değildir. B nının, daha ilk günlerinde müslümanlara çok farklı bir kişilik üylenebilir. Elbet acıma hissi olan merhamet ile sevgi birbirleı
Mürüvvet için bak, C. Yeniçeri, İslam İktisadının Esasları, 29, 139, 149,150,15’ İslam Açısından Tüketim Tüketicinin Korunması ue Ev İdaresi, 22,102,170; Mt eser yazanlar icın KavnnkraHa Amâ^î
merhalelerdir. Nice sevmediğimize acıyıp yardım ettiğimiz olur ki bu sevgiden olmasa da insanlığımızdır.
Yüce Allah aşkı için seugi ve yine O’nun için pay/aşma-dayanışma, merhamet, acıma bunlar yukarıda sözü edilen bütün o kavramların ruh ve anlam boyutları içine yerleşirler. Yunus’taki; yaratılmışı severiz Yaratan'dan ötürü, anlayışı şüphesiz temelini bunlarda ve Hz. Peygamber (s.a)’in: “Allah için sevme ve Allah için buğz" şeklinde ortaya koyduğu ilkede bulmaktadır. Ancak Yûnus Emre onun sevgi yanını dillendirmiştir ki bu konuya ilerde biraz genişçe yeniden dönülecektir.
Burada şu şekillerde bazı tanımlamalar yapılabilir; İnfak; Gülümsetmek ve güldürmektir. Güldürmek ve gülümsetmek infaktır. Güldürmek insanlıktır. İnsanlık güldürmektir. Bunlar infaktır. Bazen insan o kadar karanlığa gömülür ki orada küçük bir sevgi onun aydınlığa açılan penceresi olur. İşte bu bir sadaka ve değerli bir hediyedir.
İnsanın temel ihtiyacı sadece maddî şeyler olmayıp manevîler de aynı şekilde bir ihtiyaçtır ve bu yönden varlıklı ile varlıksızın da bir farkı olmamalıdır. Sevgi temel bir ihtiyaçtır, şu kadar var ki o, zekât olarak verilmez. Sevg mal gibi olmayıp o, verildikçe artar. Kaldı ki belli bir nispette verilen o zekâtıı bile, malı azaltmak şöyle dursun aksine artıracağı Kur’an’da yazılıdır(’). Seve kimi yerde en güzel bir sadaka, en güzel bir hayır ve kimi yerde de o en güz< bir hediye olur. Şu unutulmamalı ki kişi hediyelerinden de sevap alır. Vah 3eygamberler’in kalbine nâzil olduğu gibi, Hz. Muhammed (s.a)’in yaptığı I açıklamadan^^ yola çıkarak söylersem İlâhî kaynaklı olan bu merhamet de ( ;ok ana kucağına nâzil olur. İşte bu ortam çok önemlidir ve böyle kucak )lmak gerekir. Heykeller değil böyle kucak olmak Beled sûresinde anlatılar 'Akabe’ye tırmanmak olur.
Biz şimdi bu gülümsetme ve güldürmeleri, bu insanlığı kendi farklı boyut çinde ele almaya çalışacağız.
Buhâri, îman, 1; Ebû Dâvud, Sünnet, 3
I-SEVGİNİN KÖKLERİ. SEVGİ PAYLAŞIMI Ve DOSTLUĞUN FIKIH/HUKUK Ve AHLÂKİ
A- ALLAH’IN SEVGİ KAYNAĞI İSİMLERİ, SEVGİ ^ PAYLAŞIMININ TANIMI, MADDEDEN SEVGİYE ULAŞ GÜZEL Ve CAZİBELERİ
a.Sevgi ve payiaşımınm kısaca tanımı: Sevince ortak paylaşımının bir boyutudur. Kişinin eriştiği veya erişmek istediği ç iyi durumlara diğerlerini de taşıma arzusu ise ondan daha ilerdt olmalıdır ki bizi burada daha çok ilgilendirecek olan da işte budu acıma hissi ayırımını biz o alanın uzmanlarına bırakıp geçmek dun Burada ""sevdirme" konusu üzerinde de durulmayacaktır, ancak gamber (s.a)"m:
""Kolaylaştırın, zorlaştırmayın, müjdeleyin, nefret ettirmeyin ' aklindeki sözleri ile yine onun; "‘Bir insanın sıkıntılarını gidererek ot' >euindirme"^^ ve benzeri yöndeki teşviklerini burada özetle hatırla ?u da bir gerçektir ki bütün bu değindiğimiz kavramların hepsi de tu fi” denilen ana kavramın belli bazı boyutlarını oluştururlar. Şu kar lurada ana konumuz açısından onlardan sadece sevgi paylaşımı ı in değişik boyutları üzerinde durmak istiyoruz. Yine biz burada e sevgi ile bağlılığın zirvesi olan o boyut üzerinde de duramıyon’ bû Bekir (r.)’in eriştiği bu zirve sebebiyle onun “sıddîk" rütbesir 2 burada hatırlatmak isteriz. excursiones en estambul sundu..