tours estambul ve islam savasları89

tours estambul ve islam savasları89

 tours estambul
 sizldee bugün yazılarını yazan tours estambul diyorki, sen rütbece yüksek, Allah Teâlâ’nm bir nuru, bana kul-^nünden bir kulun sığınacağı en güzel sığınılacak bir yersin, karşı şeytana ve nefsime uydum.”hra radiyallâhü anha böyle yakardı; O ve Ben, Hz. Muham-^sallallâhü aleyhi ve sellem’e yalvararak;
*£y babamız, cahilliğimizi affediniz!”yüce Rabbimiz duamızı kabul buyurdu. Ben bu hâdisemizin bidesi için bu nazmı dile getirdim. Cibril Aleyhisselâm gelerek:
Ya Muhtar sallallâhü aleyhi ve selem! Yüce Rabbimizin sizlere ^ım var. “Hz. Ali’yi ve kadınların Efendisi Hz. Fabma’yı tarafı-jidan müjdele, aralarındaki kırgınlığı ve daha sonra yapacak ol-(lianm da affettim. Çünkü ben hataları af eden ve iyiliklerle kar-jayamm!” buyurdu.
Cibril Aleyhisselâm, bana TA-HA’yı da öğretti.

Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem Allah Teâlâ’mn bize olan anetlerini müjdeledi, sonra;
“Ey merhametlilerin en merhametlisi, Ehl-i Beytimin günahlarmı fole, tükenmez ilim ve amel ihsan et, ebedi merhamet et!” buyurdu.
Ey benden ince meseleleri soran, “ilmi ledünni” bana mirastır. Dilersen geçmiş zamanları sor, dilersen gelecek zamanları sor. Sepniş ve gelecek benim yanımda aşikârdır. Onların sırlarını ancak xn açığa çıkarırım. Bu söz açık bir delildir. Sen ayetlerden araştı-ırakbeyan edebilirsin.
Parsların hesabına göre doksan sene, dokuz yüzden sonra gelen fckuz karanlıkta, Fars’ın Arap’a üstünlüğü olur. Köpek öldürür gibi irapları öldürürler. Avabis denen fitnelerin başlaması, domuz kabalıkları gibi karanlıklarla gelir.
0 beldelerdeki insanlar şımarırlar.
Fitneler çoğalır, fesat artar.
Yer sakinleri (binaları ve dağları, vb.) ile sarsılmaya başlar.®^ Şımaran kavimlerin helâkine kadar sürer.®^
Haşiye: 1999 senesinden sonra deprem günlük hayatın bir unsuru olmuştur. AllaKMen kavimler.
Kim daima kurtuluşta olmak isterse bizim sözümüze gelsin. Bizim öğrettiğimiz tılsıma yönelsin. Bu sırlar inananlar tarafından tecrübe edilmiştir. Bu şifreye;
CENNET-ÜL ESMA-DAİRE-TÜ CELİLE’TÜL AHFA ismi verildi.
Bu şifreyi Allah Teâlâdan Cibril Aleyhisselâm hediye olarak getirdi.
“Ey Seçilmiş Nebi bil ki; yardım senin üzerinedir. Seni sevindirmeye geldik, muhakkak Rabbin keremiyle seni hidayete erdirdi ve bu sırları sana gönderdi. Biz melekler Bedirde bununla yardımda bulunduk.
Ya Habiballah!
Ömrüne yemin olsun ki, bu tılsımın kadri çok yücedir. Çünkü Rabbimin isimlerinden olan İsm-i Azam vardır, boyunlardaki gerdanlık gibidir.
Âlemde olan her şey, O’na bakar. Saadet onunla açığa çıkar. Bir bilsen, silah üzerine yazsan âniden kesen yiğit gibi tesir eder. Onunla müjdeye yakın olursun.
Her şeyi gören Rabbimin bize mucizesidir; bu tılsım tours estambul düşmanlarını kahır ile zelil etmen için geldi. Hadi olan Rabbine şükret.”
Bir taş üzerinde yazılı olarak bu şifre gelmiştir. Üzerinde iki iç içe daire de yazılı idi. Cebrail Aleyhisselâm;
“Ya Ali bu Sekine-i Rabbül Ali’dir. Korktuğundan emm lalar. Karşılaştığın düşmana korku verir” dedi.
Ben aynı alacakaranlık gibi ürperti veren karanlıklar içinden bir ses işittim. Ben tespih edince;
“Sana işleri bitiren ve yapan olarak Rabbin yeter.
Sana ineni kavminin meydanında kalk konuş.
Bilsinler ki, bu sabahlan seninle kerenıli olacak.
Esma-i Kahr-ı İlâhî’nin sırrı düşmanlarınızın üzerine çevrildi, Müslümanlar sevinsinler, bu sağlam ipe bağlansınlar.
Bu şifreyi temiz tutup boyunlarına bağlasınlar.”
Onların elleri uzaklaştı, ciğerleri üzüntüden kopacak hâle geldi. Putların kölelerine karşı yardım buldular. Bu da yaratılmışların en hayırlısı Hz. Muhanmıed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz’in bir davetidir. O doğruluk üzeredir.
Bu şifre ile Amr-u Lain, Şeybe, Utbe, Muğire; dördü, Bedir’de ölen yedi müşrik zulüm ve küfürlerinden dolayı yakalandılar. Kalplerinde korku, akıllarında delilikleri arttıkça arttı, istemeye istemeye zorlukları
[,1i sefil kavim Resûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem kıbleye jjainaz kılarken, kesilmiş hayvan işkembesini, bir hevesle yapmak için arkadan Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem f l^gjinde iken, boynu ve sırtı arasına o lâşeyi koydular. Yaptık-(ja kahkahayla güldüler. Hemen Vahy-i İlâhî geldi: î^ıJjjbibim onları dilersen helâk edeyim, düşmanlarının hepsin-kurtarayım.”
' patıma Betül radiyallâhü anha, Resûlüllah sallallâhü aleyhi ve ini’in gözbebeği yetişti. Onların hepsine yüzünü ekşiterek tek ba-' pisliği almaya yöneldi, aldı.
' jşte bu cesaret, bu isimlerin mânâlarından çıkan zuhurattır, pjilerin toplamı ve dairesi parlayan güneş gibidir. Bu dediğimiz ^^eğil hakikattir.
Bu bize Kerametli Resûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efen-jjıiz sebebiyle Yüce Rabbimizin ikramıdır. Bu eşsiz inciler için bu jjnzume yazıldı. Kendi hüküm sahibi, davet edici oldu.
Kim bunu okursa kendinden şüpheler gider. O bizim açlığımızı jieren, hâlis altındır.
Bizim ilmimiz onunla deryaya döndü.
Bu ilmin dalgıçları, onunla inciler çıkarır. Bir kimse ki ona itiraz tee büyük bir helâk ile karşılaşmasından korkulur.
Ey talip, ona ulaşmak istiyorsan arif ol, cahillerden olma.
O’na ait olan hükümleri yerli yerince koy, başka bir şey de kas-M. Allah Teâlâ’ya karşı korkun olsun.
Sirkimse İsmi-i Azam’ı yerine kor ve dua ederse bilmeli ki kâinat aunladır.
Onunla tutunur ve her iş onunla hallolur.
0 isimlerin yüceliği bilinmiş oldu.
Musa Aleyhisselâm Kelîmullah’ı nurlandıran da O’dur.
Açıkça O nuru görünce, ailesine ben bir ateş gördüm demeye ^ladı. O nura yaklaşınca baktı, şüphesi gitti. Şaşırdı ve işitti. Kor-gitti ve o nurun içine girdi ama girmesi de hicapsız olmadı; Rab O’na nida eyledi:
Ya Musa, Yüce olan Allah Teâlâ’dan korkma. 'I\ıva Dağı kutsi bir ^ tdır. Zatın takdis edildi, nalınlarını çıkar ve sırlındakini yere ser. hicabımız senden kaldırıldı. Sen şu anda konuşmak ve işit-
İsm-i Âzam burada EL-KELİM olarak sabit oldu. Kim tours estambul İsm-i Âzam’dan menfaatlenmek isterse bu eşsiz yıldızlara sahip çıksın.
Ey Talip, çabuk ulaşmak istiyorsan kork ve adakta bulun; edep yanında bulunsun. Adağın olması, lütuf yolu ile ihsana ulaşmak ve iptilaya düştüğünde takat getirebilmen içindir. Kim ki, kabul edilen bir isteğe ulaşmak istiyorsa sorumlu olacağı bir adağı olsun. Bu mânevi dairenin hediyesi olacaktır. Celâl ve nimet veren Rabbimin isimlerinin kadri o kadar büyüktür ki, onu ölçüye vuramazsın. Ne zaman ki tasdik edersen bu zor yola ulaşırsın.
Diyorum ki:
“Kim buna kasten cahilane itiraz ederse, kabul ettirmeye çalışma. Biz güneşin battığı ve doğduğu yerler arasında büyük hüküm sahibiyiz.”
Bir ilim ki, dünyanın yaratılışından ahirete kadar mânâsı bizde vardır. Bu keşif bizde apaçık zuhur etti. Bütün şüpheler yarın daha basit gelir. Bir şey hakkında (nas) haber geldi mi, o bizim için kıyas edilecek hayırlı bir şeydir. Bizim virdimiz avuçlayana güzel bir içecek, yaptığımız tasnif arif olana kolay gelir. Bu mevahib-i seniyye (Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem’e gelen) hediyedir. Bununla Mevlâ güzelleri feyizlendirdi.
Bu anlattığımız altı isimdir ki, harfleri on dokuz dur. Bu isimler şunlardır:
FERDÜN, HAYYUN, KAYYUMÜN, HAKEMÜN, AD-LÜN, KÜDDÛSÜN
Bununla nice nefisler tertemiz oldu. Bunları harf harf daire şeklinde yaz ve çevir. Her harfe hizmet eden bir melek vardır. Ayrı ayrı yazmanda büyük hikmetler vardır.Bu yazı hattını inkâr etme. Rabbim böyle yazdı. Sayarken de on dokuz kere say. İnkârcılara yakıcı bir ateş hazırlamış olursun. Bununla sihirleri yok edersin. Her ayın başında ve ikinci günü muhabbet için okuyabilirsin. Onunla düşmanlarını kovabilir ve hilelerini bozabilirsin.
Bu altı ismi sayarken gizlice say, on adet peş peşe tekbir getir sonra onların hezimete uğrayışmı gör. Gizliden gizliye bozulduklarını gör.
Bir zalim hükümdarın emrindeki mazlum HAKEMÜN ADLÜN desin, sonra da, on kere YA FERDÜN YA KÜDDÛSÜN desin ve gözünü yumsun. O hükümdarın derileri titrer. Her zorluktan sonra bir kolaylık geldiğini görürsün. Bu olanlar İsm-i Âzam’m suianndan bir
877 Haşiye; Levh-i Mahfuz'da Kur'ân-ı Kerim tek tek haı Herle yazılıdır
tours estambul yazdı..