tours estambul ve allah bilgileri20

tours estambul  ve allah bilgileri20

 bugün sizlere en güzel yazılarını  yazan tours estambul diyorki "Biz harh kızıştığı zaman, gözler öfkeden kıpkırmızı kesildiğinde lullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile korunurduk.Ç'ünkü dü^imana ondan daha yakın kimse t^lmazdı. Bedii günii Acvk/, gördüm: hepimiz Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) le korunuyum''!' zira o gün O, düşmana hepimizden daha yakındı. O gün dü^imana O, /,(> mizden hızlı ve cesur hücum ediyordu.
Denildi ki, cesur \ e çok güzel harb eden kişi, düşman yaklaştığı man, hemen Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'/n ya/j/öa.^//îc/a vc alırdı. Çünkü düşmana en yakın o olurdu." (290). ’ ^
Enes (r.a.)’dan: "Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)/7j5an/ar<ira. sında en güzel, en cömert, cn cesur olan idi.
Medine ehli bir gece duydukları bir sesten korkmuşlardı \ c sese doğ. ru gidiyorlardı, bir de ne görsünler, Resûlullah (sallallahu aleyhi vese). lem) onlardan önce gelmiş, bakmış ve geri dönüy or. (Ebu Talha)'yaaiı bir ata binmiş, kılıcı boynunda asılmış bir halde onlara haber getiriyor \e şöyle di\'or(du):

— “Korkmayın, bir şey yokî“ (291).
Iınran b. Hüse\ n (292) dedi ki: "Büvük düşmanla karşılaştığı zaman ilk hücum eden Allah'ın Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) o/urJıı".
İninin Tirnuj'i. .Şomaıl H;ıbıı ma ı âc Ti Halkı Rfsulill;ıh '.^ılhıllatuı alcvhı vo scllan'dc aınJlı Hht Hnlc'acn Hy. Hıısnn h Alı (k \ .1 \ c 11 .ınhunın) rıvayel cilijiı u/un hır hadis ı gerilin hır aııııkMjı, Alıvyü'l Kaari. Şcrh-ı Şemail ShT İd Hcysemı. Mcemaır/-'/.ev aid. C.8/2778
(289)Kiiiuh İynz 'ın Şılu mclmnc aldıjîı metin lnı:ım Onrınıı Miisned. Mukatidıme 10 B;ıh dildir A\ m hadîsin "Ma Racytü" kelimesini "Kânen- Nehiyyı" yeklitule İnuını liuhuri Sahih, KılahulCı had. 82. Elabu'l- Hamail ve ‘’Talıykı's-Scy ( bi’hUnukı" ile /^nes h. Mnlık (r.a.)‘dan /nuru Afiidıır Sahih, 43. KiCabü'l-Fadail, I I Bahtı fi .Şecaati n- Nehiyyı Alevhi's- Selâm. Hadîs No 48/2307 dr/nm Tırmığı Sünen, 24 Kitah Fhvahü l-Cıhad 14 15 Bah. Bahtı ma eâe n i- Huruç ındc'l Fezai HadkNı I687'dc Enc.s ("r a./'darı İnunn İhn Mncc .Stınen, 24 Kılahü’l- C'ihaıl, 9 Bahu l-Huruı IVs Sefer Hail No. 2772.
(290)Kandı İvaz ın Şifa metninin İmanı llcy lıakrnm Delaıltı u Nuhtıvve'sinde aynı I.İO ve nıciıı
tahru; elliğini İmanı Süyûti. Menafıılii's-Sala da he\;ın et m iştir. Ayrıca İmanı Ahnıcıl (r.a / de M ned'inde tahrıy etmişlir. Buhari .Safııh. .56 Kıtahu'l-C'ıhaıl 97. Bahtı men vesala Ashabehu inde I Herin ve Nezele an dahhelıhı ve istensara. Müslim Sahih. .32 Kılahü'l- C'ihaıl ve s- .Siyer. 28 BabunfiC veli Huneyn’de. Hadis No. 79. ficra h A^ihır a ) dan Btıharî Sahih Kılahü'l Megazi Babu Kavlıl leâlâ ve
—Nerede Mııhamîiıed? Eğer yaşıyorsa ben y aşamayayım / (Daha önce Bedir Savaşı nda lidyc karşılığında ölümden knrluldnğn zaman şöyle demişti);
—Yanımda bir atım var, onu her gün arpa ile besliyorum. Ona binerek bir gün seni öldüreceğim! Peygamber (sallallalnı aleyhi ve sellem) hiç tınmadan şu cevabı verdi:
—“İnşallah ben seni öldürürüm!”.
Sonra Ubey, Uhud günü Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'\ görünce atını üzerine sürdü. Müslümanlardan bir kısım insanlar araya girdi. Fakat Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara;
“Aradan çekiliniz, onu benimle başbaşa bırakınız” emrini verdi.
El-Haris b. es-Sımına’dan bir mızrak aldı. Öylesine salladı ki; herkes sinekler gibi kaçıştılar. Sonra Peygamber (sallallahu aleyhi ve .sellem) Ubey’e doğru yanaştı, boymuna öyle bir darbe indirdi ki; adam atından düştü. Diğer bir kavle göre kaburgalarından biri kırıldı.
Kureyş’in yanına dönünce:
—Muhammed beni öldürdü.
—Bir şeyin yok! dediler.
—Bende olan, diğer insanlarda olsaydı hepsi ölürlerdi. O bana, “Seni inşallah öldüreceğim!” dememiş miydi? Vallahi bana lükürse bile yine de beni öldürür (yani onun tükürüğü ile ölürüm!) dedi ve sonra Mekke’ye dönüşlerinde Serif’de (Mekke yakınlarında bir yerin adıdır) öldü (,293).
HAYA VE (ÖNÜNE BAKMAK)
Hayâ; beğenilmemesi (veya nefret edilmesi) beklenen, yahut terk edilmesi işlenmesinden evlâ olan bir şeyi yaptığında (ya da yapacağı zaman) insan yüzünde beliren ince bir belirtidir.
Öne bakmak: insanoğlunun nefretini mûcip olan şeyleri, yaradılış itibarı ile âdeta görmemektir.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bu iki kavrama sahip olmak yönünden de herkesten üstündü. Yani ,son derece hayâ sahibi idi. Avret (ve ayıp olan) şeylere karşı âdeta gözleri yumuktu.
“Çünkü bu, peygambere ezâ vermekte, o sizden utanmaktadır. Al lah ise Hakk(ı açıklamak)’dan çekinmez. ” (294).
Bize Ebu Muhammed h. Attab (Ondan okuduğumda tahdis etti.) dedi l bize: Ebu’l-Kasım Hatim b. Muhammed (tahdis etti); dedi ki bize; Ebu'
Muhummed b. İsnmH el- Buharı Abdan ’dan, o den, o da Enes'in Mevtası (azatlı kölesi) Abduilab'din, o d Ebu Said el- Hudrî (r.a.)’dan:
“ResûIuUah (sallallahu aleyhi ve sel tem), örtüsü içindeki 5 daha hayâlıydı. Bir şeyden hoşlanmadığı zaman, hemen (rnüK^^^^^kı den anlardık."
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem). öylesine haya ve ed u ki, hiç kimseye, hoşlanmadığı şeyle (hayâ ve iyiliğinden mczdi (295).
Âişe (r.anlıa)'öan:
“Yanına, yüzünde sarı renkte bir şey bulaşmış bir adam girdi. O’nak bir şey demedi. Kişiye üzülecek bir şey söylemezdi. O dışarı çıkınca ' buyurdu:
(295) İmam Btıhiirİ Sahih. 61. Kitabu'l- Mcnakıb. 23. Babu Sıfali'n- Nebiyyi'de Ebu SaidiHuil (r.a.)'dan aynı sahabîden aynı metinle, İmam Müslim, 43. Kitabu’l- Fadail 16. Babu kesretiHasü de 67/2320 No. ile rivayeti tahriç ellikleri gibi, İmam Buharı, Kitabü'l- Tefsir fi Sûreli’l-Ahzabfıj tin ‘'Babu kavlihi leâlâ La tedhulu biiyûtc’n-Ncbiyyi illa en yii’zene... ilâ ahiri’l-âye” deEnesl).ı\li (r.a.)’dan “Şedîdü’l- Hayâ lâfzı ile, Kitabü'l- Edcb Babu Men Icm Yuvacihü'n- Nascbi'l-llab'ıla' Ebu Said-i Hudrî(r.a.) metindeki lâfızlarla, yine Kitabü’l-Edcb BabuM-Hayâ’da yine Ebu Said-İH (r.a.) aynı metinle rivayeti tahriç etmiştir. İmam İbn Mâce Sünen, 37. Kilabü'z-Zühil, n.Babu'l 4180 No.lu hadîste aynı metni Ebu Said-i Hudrî (r.a.)’dan tahriç etmiştir. İmam Tirmizî, Şemail'; bu ma câe fi Hayâi Resulillahi (sallallahu aleyhi ve scllcın) yine Ebu Said-i HııdrF(r.a.)ayntu rivayeti tahriç etmiştir. Şemail Şârihi Aliyyü’l-Kaarî bu hadîsin şerhinde (bak Shf. 5l8)İııtıınıBc; Eııcs h. Malik (ra.) rivnyeli “ve kânc yekuulü el Hayâ haynın kiillüİHi” ziyadesiyle lahrii; clip ediyor.
(296)İmam Ebu Davud Sünen, Kitabü’l-Edcb, Babun fi Husni’l-işre Hz. Aişe
(297)İmam Tirmizi Şcnıairdc Haddesena Kuleybe b. Said vc Ahmet h. Ahde Hüve’d Dal tnânâ vahidün) Kala Haddesena Hamnıad b. Zeyd an Selini’1-Alevî an Enes b. Malik (na.)anl hi. “Kâne indehu Reculün bibi eserü Sufratin...” metniyle rivayeti tahriç etmiştir. Şemail, câe fi Hulki Resulillahi. İmam Ebu Davud Sünen, Kitabü’l-Edeb, Babün fi Hüsni’l-işredeEn lik (r.a.) tahriç etmiştir.
“Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) terbiyeye zıt düşen, bozan bir söz söylemezdi. Böyle bir .söz söylemeye kat'iyen teşebbüs bile etmezdi.
Çarşı (ve pazarlar) da yük.sek sesle (âlemi rahatsız edecek şekilde) kat'i-yen konuşmazlardı. Kötülüğe, kötülükle mukabele etmezdi. Bilâkis af ederdi ve müsamahakâr davranırdı. " (297a).
Tevrat ’ta da böyle vasf edildiğine dair, İbn Selâm ve Amr İbni’l-As (ra-dıyallahu anhüma)'dan da rivayet vardır (298).
Yine ondan rivayet edildiğine göre; fazla hayasından dolayı mübarek gözü kimsenin yüzüne sabit bir halde bakamazdı.
Hoşlanılmayacak bir sözü (yani karşısındakinin hoşlanmayacağı bir sözü) söylemeye zoruniuk duyduğunda kinâye yollu anlatırdı.
Âişe (r.anha)'dan:
“Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in avret mahallini kat'iyen görmedim.” (299).
ONUN HALKLA OLAN MÜNASEBETLERİNDEKİ HÜSN Ü MUAŞERET VE ÂDABINA GELİNCE:
Bu konudaki sahih haberler sayılmayacak kadar çoktur.
Ali (k.v.) onu vasf ederlerken şöyle buyurmuşlardır;
"Son derece tahammüllüydü. Lehçe bakımından insanların en doğrusuy-du. Yaradılış yönünden en yumuşak tabiatlı idi. Adâb-ı muaşeret cihetinden en iyileri idi. ” (300).
Bize icazet verdiği gibi ve bambaşka muhaddislerden de okuduğumuz gibi Ebu'i-Hasen Ali b. Müşerref el-En’Mati bize rivayet etti dedi. O da bize Ebu İshak el-Habbal tahdis etti, ona da Ebu Muhammed b. En Neh-hâs tahdis etti. İbni’l-Arabî haber verdi. Ona da Hişam rivayet etti. Ebu Mervan ve Muhammed b. el-Müsenna, el-Velid b. Müslim, el Evzai, Yahya
(297a) İmam Tirmi/.î Şemail. Babu ma tâc fi Hulki Kcsûlullah da Hz. /İ/K'nin Sahiheyn'deki ayrı ayrı rivayetleri cem ederek toplamış ve lahriç etmiştir,
(29%) imam 7’/rm/>/Sünen, 50, (Kitab) Ebvabü'l- Menakıb. 3. Babun (Resulillahi Hatemü’n- Nebiy-yin) Hadî,s No, 3621’de Abdullah b. Selâm (r.a.)'dan.
(299)İmam Tirnii/.iŞemail, Babu ma câc fi Hayâihi (s.a.v.) .Slıf. 518, Şarih Aliyyü’l-Kaarî İmam Bezzar m İbn Abbas (r.a.)'dan. Manen bu hadîsi müeyyid bir hadîs tahriç ettiğini Kaale Kâne Resûlullah (s.a.v.) Yagtesilu min verai’l- Hücûrat fema rea ehedün asretehu kattu, “İsnaduhu ha,sen" kaydiyle bildirmiştir,
(300)İmam Tirmiz.i. Sünen, 50, (Kitab) Ebvabü'l- Menakıb, 19, Babun (Va,safe Aliyyün (r,a,) li’r Kc.sıd, (5a/|a//ahı; leâlâ aleyhi ve .sellem) Hadîs No, 3642. A// (r.a.)'dan İmam Tirmizî Şemail. Babı
a ae I halkı Resulillah (sallallahu aleyhi ıc sellem) de üç ayrı tarikle üç metni dercetmiştir. Şerh-
“ResûluUah (sallallahu aleyhi ve sellem) bİ7.i ziyaret etti- Kıssay, kadar anlat d-. Ayrılacağı zaman, Sa'd ona üstü kadil'c Hc örtülmüş kep takdim etti. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona binüi"
Sa d dedi ki:
(Haydi ey Kays, sen Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) 'ç^
Kays (şöyle) dedi;
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana “Bin!" dedi. Ben dim. Bunun üzerine şöyle buyurdular;
“Ya bin, ya da yanımdan ayrıl!” (301).
Di^er rivayette;
“Önüme bin, hayvan sahibinin öne binmesi daha evlâdır!” (302) ünde varit olmuştur.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kavmi birleştirirdi (birbirlerini dirindi), birbirlerini nefret ettirmezdi. Her kavmin büyüğüne ikram edip onu başlarına geçirirdi. Kimseyi kendi mübarek cemalinden mahrumeiınç mek şartiyle kavmin büyüklerini (düşmanlardan gelecek her kötülükten) ruması için insanlara talimat verirdi. Ashabını arardı. Gelmeyenleri sorardı i Yanına her oturana nasibini verirdi. Öylesine ki, birini diğerinden fazlajç viyor veya tutuyor (zannını) bile vermezdi. Yanma bir ihtiyaç veya bir yet için gelen kimseye karşı tahammül gösterirdi. O gelen şahıs yanından ayrılmadıkça, onu yüzüstü terkedip kendisi gitmezdi. Kendisinden bir §ej isteyene, eğer yanında varsa verirdi, yoksa güzel söz söyleyerek gönliitıâ alırdı. Tüm insanlara karşı güzel huy ve ahlâkını en iyi şekilde sunardı.Te-bessümünü onlara öylesine arzederdi ki, sanki onlara âdeta bir baba oluve rirdi. Nezdinde hak ve adalet babında hepsi birdi. Kimsenin kimsedenils rüniüğü ve ayrıcalığı yoktu.
İbn Ebî Hâle bakınız onu nasıl anlatıyor;
''Yumuşak yüzlü, iyi huylu idi. Kaba vc haşin değildi. Çarşılardayiil; sek sesle konuşmazdı. Hay âsi m ihlâl edecek sözler söylemezdi. Kimseyi ayi| lamazdı, kimseyi de (dalkavukluk) edip övmezdi. Hoşlanmadığı şeylereh (günah olmadıkça) ses çıkarmazdı, göz yumardı. Herkese güven veiiı verirdi (303). (Kimse ondan ye’se düşmezdi).
Âl-i İmran sûresinde Allah (c.c.) onu şöyle vasf etmiştir. “Allah’tan (gelen) bir rahmet sayesindedir ki, sen onlara yumuşak»
tours estambul yazdı..




excursíones en estambul :: excursíones en estambul guia de estambul :: guía de estambul