tours estambul ve allah bilgileri11
sizlere en güzel yazıları yazan tours estambul diyorki Allah'ın Resulünü. Allah'ın emirleri veya yasaklan çiğnenmedikçe ken-dıs.ae yapılan haksı/.lığa mukabele elliğini asla görmedim. İşte Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’\n bu yumuşak vepek^ zik davranışı adamın Müslüman olmasına vesile oldu. ^Ondan sonra adam şöyle konuşurdu daima: Peygamberlik alâmetlerindjj bilmediğim iki şeye daha Muhammed (sallallahu aleyhi ve se/lem) de * oldum:
a)Karşısındakinin cehaletini hilim (sabırla) karşılamak.
b)Kendisine yapılan aşırı lâf saldırısını ve cehaleti de tebessümle savu; turmak.
Evet onun sabrı, metaneti, afvı ve merhametine dair o kadar
(26H) imam Ehil Davtıd, Sünen Kilîibu'l-F.dcb. Babun n’l-Tccavü/i n'l-Eınr Hz. Âije(r.a.)ikim halinde rivayeti Ic.sbil ve lahriv cimişlir. İmam Müslim. Sahih; 43. Kilabü'l- Fadail. 21, BahuMiite lihi (s.a v.) li'l-Asâm ve ihliyarihi mine’l-Mubahi eshelihi'de Hz. Âişe (r.a.)’dan. Hadîs No.M ve 19/2328.
(269)Bu hadîs-i şerifi İmam Taherani'nin Muc'cem’inde lahrit; eltisini İmam Süyûti. “MmM Sala" da kaydetmiştir.
(270)Hadî.s-ı şerifi. İmam Taherani, Mu’ccmü'l-Kcbir'dc tahriv etmiştir. (Bak. Mccımu z-ZcvanlSıi İmam Beyhakî, Delyiilü’n- Nübüvve’de Abdullah h. Sclâm’dan labrit; elliği Ehu Nai/ıı'indckcıal il’de lahriç ettiğini İbn Hibban'ın hadîsi vaslcttiğini, İmam Süyûti Menahilü's-Safa’da beyan cim dir. (Shf. 17).
dî.sler vardır ki, bütün bu sahih haberler âdeta mütevatir haberler halini almıştır.
Kendisine yapılan bütün sataşma, zulüm ve eziyetleri büyük bir sabır ve tahammülle karşılamıştır. Nihayet Allah (c.c.) onu onlara galip kıldt, büyük bir zafere kavuşturdu. Şimdi hepsi, onun köklerini kurutacağını, tümünü birden kılıçtan geçireceğini sanmışlardı. Hatta buna kesin kanaatları vardı.
Fakat O, onları affetti, bağışladı ve dedi ki;
—Size ne yapacağımı sanırsınız?
—İyilik yaparsın bize, çünkü cn şereni bir kardeşsin, şeretli bir kardeşin oğlusun!
—Ben sadece Yusuf kardeşimin dediğini söylerim (LA TESRiBE ALEYKÜMÜLYEVM). Haydi gidiniz, hepiniz serbestsiniz! (271) buyurdu.
Ten’im’den tam sek.sen kişi sabah namazında onu aniden öldürmek için geldiler, yakalandılar. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara bir şey yapmayıp salıverdi. Bunun üzerine Fetih sûresindeki;
“O, onların ellerini sizden meneden (Allah)’tır.” mealindeki âyet nazil oldu (272).
Mekke’nin fethinden sonra yakalanıp kendisine getirilen ve amcasının öldürülmesinde başlıca sebep olan Ebu Süfyan’a şöyle dedi;
“Müslümanlığı kabul etme zamanın hâlâ gelmedi mi?”.
Ebu Süfyan’ın cevabı:
— Anam babam .sana feda olsun; ne kadar tahammüllü, ne kadar bağışlayıcısın! Ne kadar iyisin! (273).
Evet, Allah’ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) insanlar arasında hiç öfkelenmeyen ve çok çabuk hoşnut olan bir peygamberdi.
CÖMERTLİK, SAHAVET VE MÜSAMAHAKÂRLIK
Cömertlik, sahavet, müsamahakârlık gibi kavramlara gelince; bun lann mânâları da birbirine yakındır. Bazıları bunların arasında bazı fark lar olduğunu söyledi. Meselâ, keremi; değerli, faideli ve kıymeti çok üstü olan şeyleri gönül hoşluğu ile cesaretle harcayabilmek, anlamında tar etti.
(2H) tmum Süyûlî: Mcnuhilü'.s-.Siifa (Shf. l7)'ıJc bu hadis-i şerifin K.ıatlı /yaz'ın Şifa'sına aldığı ı nin lâfızlarıyla İbn Zcnccvcyh in Kitabul-Emval’indc İhn Ehi Hüseyin tarikiyle rivayet edilen old nu Ic.sbil elmişlir.
(272)İmam Müslim; .12- Kilabû'l-Cihad ve's-Siyer. 46- Babu Kavlillahî leâlâ “Hûvcilezi keff diyhim... . Hadi.s No: I11/I808’da Enes h. Malik fr.a.l'dan Ebu Davud. Kilabu’l-Cihad. Bab; Tirmi/.f, Süneli4H-
— “Gidin siz dc Müslüman olun; vünkü Muhamnıcd (sallallaluı aleyhi vc selicm) lakirliklcn endişe dıı\ ına\ an biı adam gibi (bolea dağılıp) veriyor, dedi" (276).
Birçok kimseye yüz deve vcrmiyiir. Satvan'a yıi/. verdi. Sonra bir yüz daha, sonra (yine) bir y üz daha verdi (277).
Henüz Peygamber olarak gönderilmeden onee de durumu avın idi. Nevl'el oğlu \'araka ona şöyle tledi: “Zayıla yardım edersin, yoksulun elinden tutup korursun." (278).
“Hevazin (kabilesinin), altı hin civarında olan esirlerini y>eri vermişiir. ’’ (279).
Abbas'a taşıyamayacağı kadar ağır bir altın veuli (280).
Kendisine doksan hin dirhem getirilip (önüne) hasırın üstüne serildi. Sonra ayağa kalkıp taksim etmeye koyuldu, hitirinceye kadar her isleyene verdi (hiç kimseyi mahrum bırakmadı) (281).
Bir adam geldi, ondan bir dilekte bulundu. Ona;
“Sana .şu anda verecek bir şeyim yok; lâkin benim nâmıma satın al, bize bir şey gelince hemen onu öderiz!" buyurdu (Bunu görünce) Ömer (radıyallahu atılı) O'na.
— “Gücün yetmediği şey He Allah seni yükümlü kılmadı!’’ deyince.
(276) İmam Mıislım. S;ılııh. 47 KıUıhıı l- l adail. 14 liabıı Ma Sinle Rcsûlııltalı'ın laics h. Malik (r.ıı.l .‘>7/2-712 No ılc rıvayelı lahriv cimıştır
(277ı Mıislım. Sahih; 47 KMahıı'l l aılail. 14 Dabıı Ma Sinle Rcsıılillahrılc Vıınus Ibıı Şihab'ıJan .‘>9/2717 No.lu hadisle rıvayelı lahrıy eltıın>lır
(278) Buharı. .Sahih. Kilabu Keyfe Kâne Ued'i'bVahyi'tic Hz Âı,se bu sb/.lcn Hz. Halice (r a.)'ya nishel ederek rivayet eımışlır. Fakat Şifa müellifi Kandı /yaz kenılıııee bilinen bir sebebe ıııebnı Varaka b, Ncvfcl'e isnad ederek kaydcIniişlır
(279)Bııhari. Sahih. Kılabıı'l-Vokale. Habun İza Vulııbe yey en li vekıslın ev yene kavının ea/e'ele Mırvan bin cl-Hakeın ve Mısvcr h Mahreme ir.anhiıma l'ılaıı Kilabu'l Mega/i Habu kavlıUahı loâlâ
' Yevınc Huneyn" dc Mcrvaiı h Hakem ve Mısverh \fa/ıre/ııc'deıı. Kılabıı'l İlk Habu Men Melleke ıninc'I Arabi Rakıkan. Mervun h. Hakem vc Misver h. Mahreme'den. Kıiabu'l-llıbe. Habu en Rca'l Hıbcic'l-Ciaibclc caizetün. Mervan h cl-Hakeıu \c Afısıer'den. Kılabıı'l Alıkiiııı Habu'l (Jrcfaili'ıvNası'd İsmail h. Uveys tariki ile yme Mısveı h Mahreme \e Mervan h el Hakem (r (inhıımal'dan rivaye alını, etııiiylir. Şeyh Arılihıllah Atklııleann vı Nahhısi Ik s ) 'ila '/.elıaını'l Mevarıs'de Fbıı Davml KıUibu' Lİhad da zl/ımer/ h .Saad (r.a.) tahrn, elliğim kayılcüıııylıı.
ami İmam Süyıiti. Mcnalıilu's-Sala'da İmam Bu/ıaıi'mıı lines h Malık'tieıı talikan rivayet eUığ cshıi etmiştir Bak Buliari .Sahih. Kilabu'l Cıluıd ve ve's Siyer 172 Ikıbu Fıdau'l Müşrikin Vaba İm Saad. Ç 4, Kısım
— Ey Allah’ın elçisi! İnfak et. Arş sahibi (nin nnah-m^,, V diye korkma! dedi. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahu lem) öylesine tebessüm buyurdu ki yüzünden neşe ve sevine okunur oldu. Ve:
Bir adam gelip ondan bir şey istedi. Bunun üzerine AUah’ıı^j, (sallallahu aleyhi ve sellem) (başka bir adamdan) onun için (otuz ölçek) ödünç alıp verdi. Sonra bilâhare alacaklı borcunu gelince, (tuttu) ona tam vesk (altmış ölçek) verdi ve (sebebini i?
(282)İmam Tirmizî Şemail. Babu Ma Câe fi Hulki Resûlillahi (s.a.v.) Shf. 514.51;
İbn Ömer’den rivayeti tahriç etmiştir.
Ayrıca manen bunu müeyyid bir hadîs-i şerif, İmanı Buharı Sahih. 39. Kilabu’l-Ktfe 3. Babu Men Tekeffele an Meyyitin Deynen’de Cabir b. Abdullah (r.a.) İmamMiisliİ hib, 43. Kitabu'l- Fadail, 14. Babu Ma Suile Resûlullahi... Hadîs ^/2314’deCabirU duUah (r.a.) rivayeti tahriç etmişlerdir.
(283)Muavviz b. Afra: Ubeyd b. Sa’lebe adıyla tanınmıştır. Babasının adı Harisli | b. el-Hâris b. Sevad'dır. Muavviz Bedir gazvesinde bulunmuş ve Ebu Musafionuşelı! miştir. Bak. Hafacî Şifa Şerhi C.2, Shf. 48.
(284) İmam Tirmizî Sünerv, Ebvabü’t-Tahare. 59. Babu ma câe fi Terki'l-VumİB gayyereti'n- Nari'de. Hadîs No. 80’de Cabir (r.a.)'dan 48. Ebvabu Tefsiri’!-Kur m ! (ve Min Sûreti) İbrahim de Enes h. Malik (r.a.) ’dan 3118 No.lu hadîs-i şerifletesbiı« yeti tahriç etmiştir. Ayrıca İmanı Ahmed Müsned, C.3’de İmam Taberanî Mu’cem’ini riç etmişlerdir. İpıam Tirmizî, Şemail’de Muavviz b. Afra’dan tahriç etmiştir
(285) İmam Tirmizî; Sünen; 37. Ebvabü’z- Zühd. 37. Babu ma câe fı Maiyşetin (s.a.v.) No. 2363’de Enes b. Malik (r.a.)'dar\ tahriç etmiştir.
Şecaat, öfke gücünün faziletidir ki, aklın verdiği direktiflerden ayrılmaz.
Necdet ise, kişinin kendisini ölümün kucağına atacağı zaman, kendisine güvenmesi (ve hiç) korkmaması, demektir. Bilindiği gibi. Peygamber (sallallabu aleyhi ve sellem)’de bu iki vasıf tam mânâsiyle mevcud idi.
Çok zor durumlarla karşılaşmıştır (fakat korkmamıştır). Üstelik birçok defa kendisinden güçlü ve silâhça kendisinden üstün olan kişiler onu görünce, kaçmışlardır. O ise, yerinden katiyen kıpırdamamıştır. Arka çevirip kaçmamıştır, yerinden bir santim bile (zaaf) gösterip oynamamıştır.
Ondan başka bütün şecaati i kimselerin mutlaka (bir kere de) olsa kaçtıkları, (düşmanlarına) yenildikleri kaydedilmiştir.
Bize, bana yazdığı (mektup) ta Ebu Ali el-Ceyyanî, Kadı Sirac, Ebu b. İsmail, İbn Beşşar, Gunder, Şu’be,Ebû İshak. Muhammed eî-Asılı, Ebu Zeyd el-Fakih, Muhammed b. Yusuf, Muhammed Bera (radıyalla-hu anhüm)’dan. O’na bir adam:
—Huneyn günü Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den kaçtınız mı? diye sorunca:
—(Evet) Lâkin Allah’ın Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) kaçmadılar, dedi ve sonra (sözüne) şunu ilâve etti: “Onu beyaz katın üzerinde gördüm, Ebu Süfyan dizgini tutmuş (düşmanın üzerine) g/tme diyordu, lâkin O, ona devamlı olarak:
“Ben peygamberim, yalan yok!” diyordu. Başka bir rivayette ise:
“Ben Abdü’l-Muttalib’in oğluyum!” diyordu (287).
Diğeri şöyle dedi: “Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) katırından indi”.
İmam Müslim, Abbas (radıyallahü anh)’dan nakletti:
“Müslümanlarla kâfirler karşılaşınca, Müslümanlar kaçtılar. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) durmadan katırını düşmanların üzerine doğn mahmuzluyordu. Ben dizgininden tutup (belki kendisine bir şey olur end şeşiyle geri çekiyordum), Ebu Süfyan da rikâbmı yakalamış mâni olmak i tiyordu. Sonra (Ya Le’l- Müslimîne!) diye seslendi.
Bazıları dediler ki: Allah’ın Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) öfl
(lil) Buharı Sahih, 56. Kiiabu l-Cihad. 97. Babu Men Saffe A.shabchu İnde'I- Hezimeti ve Nı m Dabbelihi ve’istensara’da Bcra b.Azib (r.anh)'dan Mü.slim 32.Kilabu’l-Cihad ve’s-Siyer.28. B I Gazveii Huneyn’de Bera b. Azib (r.aj'dan hadîs No. 78/1776 ile tahriç etmiştir. Buharî, Şahit 1ta u Megazi, 54. Babu Kavlillahi “ve Yevme*’ Huneyn... Yine Bera b. Azib (r.a.)'öe biraz atızla rivayet etmiştir.